Bize "bilgi çağı" diye dayatılan enformatik enkaz çağında daha fazla malumata değil, hikmete ihtiyacımız var.
Herkes her şeyi bilir ama nedense bildiğini yapmaz.Bilmek ne işe yarıyor?
--Her doğru bildiğin şeyi yapıyor musun?Mesela çalışıp vermemiz gereken bir sinavımız olduğunu bildiğimiz halde, çalışmaya biliyoruz bazen.Etrafımız her şeyin nasıl olması gerektiğini bilen insanlarla dolu farkında mısın?Artık teknoloji çağı ne de olsa. Bilgiye ulaşmak kolay ve hızlı... Mesela haksızlık etmemek gerektiğini bilir herkes. Yardımlaşmanın iyi bir şey olduğunu bilir. Dostlukların emek istediğini bilir. Sorsan uzun uzadıya anlatırlar, kitap yazacak kadar çok konuşurlar. --Haklısın.Herkes her şeyi bilir ama nedense bildiğini yapmaz değil mi?Bildiğimiz her doğruyu yapmıyoruz.Bilmek yeterli değil. Sigaranın zararlı olduğunu bildiği halde memleketin üçte birinin sigara içmeye devam etmesi gibi işte...Ekranların bir zaman kaybı, algı bozulması hatta manipülasyon olduğunu da bilmeyen yoktur elbet. Ancak dünyanın en çok televizyon izleyen ülkesi olduğumuz gerçeğini değiştirmiyordu bu bilgi.Çalıştığımız şirketlere yaranmak için bazen yanlış yöntemlerle ticaret yapıp başkalarının zarara girmesine bile yol açıyoruz. "Rekabet" diyorlar adına. Herkes eğrinin ne olduğunun farkında ama kimse doğru olmayı tercih etmiyor.
Sayfa 47 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kitabın doruk noktası
Hiç düşündük mü? Aşiret insanlarından kalma ve İslam düşüncesine girmiş “Batıl İnanış”, “Hurafe” dediğimiz düşünce ve davranışlar, aklımıza ters düştüğü için onları terketmek, hayatımızdan kovmak hemen hepimize doğal gelmiştir. Hatta Kur’an’da da yer alabilmiş Melek, Cin, Şeytan gibi düşünceler bile çoğu Müslümana gerçekçi gelmediği için kabul
Muhammed’in yaşadığı çağ ve bu çağın determinizmiyle aldığı bilgiler, yorumları ve uygulayışı bu yüzden Hz. İbrahim’den çok farklı oldu. Kabaca bakıldığı zaman, aynı Allah Sistemine inanıyor ve uyguluyorlardı. Ama bilgileri yorumlayış ve uygulayış (en az 2000 yıl sonra ve Antik Çağların içinde Kutsallar Çağı olarak anılabilecek bir başkalaşımın, altüstlüğün eşiğinde) şüphesiz ki aynı kalamazdı. Nasıl Sümer’deki din anlayışı, Hz. İbrahim’de başkalaşmışsa, Muhammed ve Kur’an’da da çok farklılaşmıştı. Bu başkalaşım, kalite [nitelik] sıçrayışı, Allah Sistemine bakılarak yüzeysel bilgi yığılımı ve karşılaştırmalarıyla (Aristo Mantığıyla) çözümlenemezdi. Tarihsel Gidişin aydınlatılmasıyla ele geçirilip günümüzde yararlı olabilir hale getirilebilirdi.
"... sahih bir ontolojiye dayanmayan hiçbir epistemolojinin bizi iyiye, doğruya ve güzele ulaştırması mümkün değildir. Önceliğimiz malumat edinmek değil, var olmayı ve bilmeyi anlamlı kılan bir kavrayış düzeyine ulaşmak. Bize 'bilgi çağı' diye dayatılan enformatik enkaz çağında daha fazla malumata değil, hikmete ihtiyacımız var. Bunun için iyi, güzel ve doğru kavramlarını hatırlamamız ve idrakimize yeniden yön vermelerine imkân sağlamamız gerekiyor. Homo sapiens'in her şeyi bildiğini sanan ama aslında temel ve öncelikli olan hiçbir şeyi bilmeyen malumatfuruş bir makine değil, varlığa hikmet nazarıyla bakan insan olduğunu kavramamız gerekiyor."
Bize "bilgi çağı" diye dayatılan enformatik enkaz çağında daha fazla malumata değil, hikmete ihtiyacımız var.
Reklam
turkcetarih.com Sitesi tarih okuma listesi
turkcetarih.com okunmasını önerdiğimiz tarih kitapları milli mücadele turgut özakman – vahdettin, mustafa kemal ve milli mücadele, bilgi yayınevi
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Josef K. birgün uyandığında tutuklanmıştır. Ona hangi suçtan dolayı olduğunu bilmediği bir dava açılır ve kesinlikle bilgi verilmez. Hem dava süreci hem de çevresindeki insanlara güvenememesi K. 'yı yorar çünkü etrafındaki herkes ve her şey bir şekilde dava ile ilgilidir. İnsanlar refah durumunu yükseltmek, güçlünün gücünden yararlanmak veya korktukları için kimsenin görmediği ama kararları veren yargıçın ve asla ulaşılamayan yüksek mahkemenin tarafında olurlar. K. Ya davası için çözüm yolları arayacak ve tüm hayatını bununla yaşayacaktır ya da davayı yok sayacaktır. Fakat her iki durum da K.'nın hayatını olumsuz etkiliyordur. Hem olayın danışıklı dövüş olduğunu anlayıp davadan vazgeçmek bu kurgusal oyunda yoktur. Kitaba başlarken bu kadar beğeneceğimi düşünmemiştim. Gerçekten de tam bir korku çağı senaryosu. Bu anlamıyla yaşadığımız zamandan farklı da değil. Korkarım ki arka kapağında da dediği gibi "insan insanın korkusu olarak kaldığı sürece, bu eser güncelliğini hiç yitirmeyecektir."
Dava
DavaFranz Kafka · Can Yayınları · 202053.5k okunma
İnsanlığı karanlıktan, Çıkarırsın biiznillâh, Karanlığı aydınlatan, Güneşsin ya Resulallah. Sensiz ilim, sanat olmaz, Medeniyet, hayat bulmaz, Senin gülün, asla solmaz,
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.