"Mutlak bilgi yoktur. İster bilim adamı olsun, ister dogmacı olsun, bunun aksini iddia edenler, olsa olsa bir trajediye yol açar. Hiçbir enformasyon mükemmel değildir. Enformasyonu kullanırken alçak gönüllü olmak zorundayız. İşte insanın içinde bulunduğu şartlar budur ve kuantum fiziğinin söylediği de budur."
Sayfa 277 - SAYKitabı okudu
Gazeteler, radyo ve televizyon, bize dünyada olup bitenler hakkında bilgi verir. Enformasyon güçtür, der bir özdeyiş. Haber aldığımız oranda gücümüz artar. Çağımızın eğilimi de, giderek daha çok bilgi sahibi olmak yönünde. Ancak bu da bilgi içinde boğulmamıza yol açıyor. Aşırı haber ve bilgi bolluğu, bizi her türlü bilgi ve habere karşı duyarsızlaştırıyor.
656 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Grangé'den bir kez daha asıl mesleği olan gazetecilik yönünü yansıtan, enformasyon dolu bir kurgu. Bu sefer, diğer kitaplarından farklı olarak bir aile ile tanışıyoruz. Ana karakter sayfalar ilerledikçe yakından tanıdığımız birine dönüşüyor adeta. Bu sefer Kara Afrika'dan Paris'e uzanan tüyler ürpertici bir ritüelin içinde buluyoruz kendimizi. Politikan borsaya,inançtan kültüre bir çok konuda çarpıcı eleştiriye yer vermiş sayfalarında. Karakter analizleri, betimlemeler müthiş. Kurgu o kadar başarılı ki, verilen her detay mutlaka bir yere bağlanıyor, Kitaba konu olan ana olay çözülmüş gibi görünse de, hikaye cevapsız sorularla bitiyor. Bu cevapları ise, serinin 2. kitabı Congo Requiem çıktığında bulabileceğiz. Türü sevenlerin mutlaka okuması gereken bilgi dolu, oldukça tatminkar bir kitap.
Lontano
LontanoJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20163,957 okunma
Gazeteler, radyo ve televizyon, bize dünyada olup bitenler hakkında bilgi verir. Enformasyon güçtür, der bir özdeyiş. Haber aldığımız oranda gücümüz artar. Çağımızın eğilimi de, giderek daha çok bilgi sahibi olmak yönünde. Ancak bu da bilgi içinde boğulmamıza yol açıyor. Aşırı haber ve bilgi bolluğu, bizi her türlü bilgi ve habere karşı duyarsızlaştırıyor.
ÇOK GEZEN Mİ BİLİR, ÇOK OKUYAN MI? Bence çok okuyan bilir. Okumadan gezen, gezeceği yeri nereden bilir?, Yalnız neyi hangi kaynaktan okuduğunuz çok önemlidir. Gezen insan nereleri gezer? Seyahat esnasında ne kadar zamana ihtiyacı vardır? Gezdiği yerler hakkında enformasyon açısından okumadan ne kadar derinleşebilir? Okuyan bir insan neleri okur? Okuduklarının hayata olan etkisi ne kadar güçlüdür? Okuma esnasında ne kadar zamana ihtiyacı vardır? 1-Okuyan insan, gezen insana göre bilgi sahibi olma konusunda zamanı daha ekonomik kullanabilme imkanına sahiptir.Örneğin bir kitaplıkta pek çok konuda kaynağa aynı anda zaman kaybetmeden sadece elinizi uzatarak ulaşabilirsiniz. 2-Doğru kaynakları okuyorsa, bilgi sahibi olmada gezen insana kıyasla daha fazla derinleşir. 3-Gezmek, gezdiğin yer hakkında okuma yapmadan gerçek amacına ulaşamaz.Gezmek, okuma eylemini tamamlayıcı nitelikte olduğu zaman ciddi bir anlam kazanır. 4-Hayattaki her konuyu gezerek nasıl öğrenebilirsiniz?Örneğin; Hukuk, psikoloji ,matematik , din ,edebiyat , tıp ve benzeri bilim dallarını her yönü ile ve detaylı bir şekilde gezerek nasıl öğrenebilirsiniz? Ufuk Karaoğlu
Enformasyon güçtür der bir özdeyiş.Haber aldığımız ölçüde gücümüz artar.Çağımızın eğilimi de, giderek daha çok bilgi sahibi olma yönünde.Ancak bu da bilgi içinde boğulmamıza yol açıyor.Aşırı haber ve bilgi bolluğu,bizi her türlü bilgi ve habere karşı duyarsızlaştırıyor.
Yirminci yüzyılın sözde enformasyon toplumu,belki de önceki yüzyılların tüm toplumlarından daha zayıf belleğe ve tarih bilgisine sahip.Sansür ya da bilgi manipülasyonu yüzünden değil,işittiklerimizi,gördüklerimizi ve okuduklarımızı seçmemize izin vermeyen bir haber bombardımanıyla karşı karşıya olduğumuz için.O kadar çok haber var ki günlük yaşamımızda,adeta arka planda bir gürültü halini alıyor haberler.Tıpkı hızlı besin,hızlı seks,hızlı kültür gibi,hızlı haberler de totaliter nitelikte.Çünkü insanları artık ayrım yapamayan duyarsız bir toplum olmaya yöneltiyor.
Hiçliğin sahip olduğu biraz daha ezoterik son bir erdem daha var. Entropiyle işi yoktur. Entropi kavramı, bilimin en temel kavramlarından biridir. Neden bazı elektrik yüklerinin geri döndürülemez olduğunu, neden zamanın bir yönü, geçmişten geleceğe yönelen bir “oku” olduğunu açıklar. Entropi kavramı on dokuzuncu yüzyılda buhar makinelerinin incelenmesinden doğmuştur, başta ısı akışıyla ilgiliydi. Ne var ki çok geçmeden, entropi daha soyut bir biçimde, bir sistemin düzensizliğinin ya da rastgeleliğinin ölçüsü olarak yeniden düşünüldü. Yirminci yüzyılda, entropi saf bilgi fikriyle birleşerek çok daha soyut bir hal aldı. (Claude Shannon enformasyon kuramının temellerini atarken, John von Neumann kendine kuramında “entropi” kavramını kullanırsa hiçbir tartışmayı kaybetmeyeceğini, çünkü kimsenin aslında entropinin ne anlama geldiğini anlamadığını söylemişti.) Her şeyin bir entropisi vardır. Kapalı bir sistem olarak düşünülen evrenimizin entropisi, şeyler düzenlilikten çıkıp düzensizliğe doğru ilerlerken her zaman artar. Termodinamiğin ikinci kanunudur bu.
Sonunda, bilgi­ sayarlar vasıtasıyla kurulan Dünya Çapındaki Ağ’ın [World Wide Web] ortaya çıkışı, enformasyon söz konusu olduğunda “seyahat” (ve katedilecek “mesafe”) kavramının kendisini geçersiz kıldı ve en­ formasyonu hem teoride hem pratikte, bütün yerkürede aynı anda kullanılabilir hale getirdi.
Enformasyon(bilgi) artık taşıyıcılarından bağımsız olarak yüzüyor; an­ lamları ve ilişkileri yeniden düzenlemek için bedenlerin fiziksel mekân içinde yer değiştirmesi ve yeniden düzenlenmesi hiç olmadığı kadar gereksiz. Bazı insanlar (hareket halindeki seçkinler, hareket­ liliğin seçkinleri) için bunun anlamı, kelimenin gerçek anlamında, gücün “fiziksel olmaktan çıkarılması” gücün yeni ağırlıksızlığıdır. Seçkinler mekânda seyahat eder, hem de eskisinden daha hızlı, ancak ördükleri güç ağının uzunluğu ve sıklığı bu seyahate bağımlı değildir. Gücün özellikle mali formunun yeni “bedensizliği” sayesinde güç sahipleri, bedensel olarak bir “yerde” duruyor olsalar bile, tamamen yurtsuzlaşmışlardır. Onlar güçlerini hiçbir biçimde ve sahiden “bu dünyanın dışından” almazlar; istenmeyen komşuların fuzuli işgalinin söz konusu olmadığı, yerel cemaat denebilecek şeyden ayrı, kendile­ rinden farklı olarak yerellikle sınırlı olan herkese kapalı ve sıkı güven­ lik önlemleriyle korunan ve kendisi de yurtsuz olan ev ve işyerlerini üzerine inşa ettikleri fiziksel dünyadan da almazlar.
''...doğru yoldan,en iyi yoldan başka yolumuz yoksa eğer,bu bize çok büyük,uçsuz bucaksız bir gönül rahatlığı sağlar.Karanlığın bizi baştan çıkarmasına olanak kalmamıştır.İşi maneviyata döktüğüm için beni bağışla.İçimdeki Orta-Batılı kilise müdavimi konuşuyor.Ama ben insanoğlunun mükemmelleştirelebileceğine inan biriyim.Bence daha iyi olabiliriz.Bence mükemmel ya da mükemmele yakın olabiliriz.Ve en iyi hallerimizi ortaya koyduğumuzda olasılıklar sonsuzdur.Her sorunu çözebiliriz.Her hastalığı iyi edebilir,açlığa son verebilir,her şeyi yapabiliriz.Çünkü onca zaafımız,aşağılık sırlarımız,enformasyon ve bilgi istifçiliğimiz artık bizi dibe sürüklemeyecek.Nihayet potansiyelimizi gerçekleştirebileceğiz.''
Sayfa 296 - SIREN YAYINLARIKitabı okudu
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Günümüz Toplumunu; Michel Foucault Gözetim Toplumu, Manuel Castels Bilgi Toplumu ve Gilles Deleuze Kontrol Toplumu olarak adlandırmaktadır. Tüm bu adlandırmalar insanlık tarihi kadar eskilere dayanan gözetim olgusunun enformasyon teknolojileriyle dönüşümünü aynı zamanda yarattığı dönüşümlere dikkat çekmek amacıyla yapılmıştır. Zygmunt Bauman ve David Lyon Akışkan Gözetim adlı eserde yeni medya ve sosyal medya ile beraber gözetimin katı halden akışkan bir hale dönüşerek gündelik hayatın bir rutini haline gelişini ve bu durumun yarattığı sorunsallar üzerinde tartışmaktadırlar.
Akışkan Gözetim
Akışkan GözetimZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2013238 okunma
Resim