"doğada var, bilim diyor" ahlakçılık gibi gibi..
Comte'un kurduğu şekliyle sosyolojinin pozitifleştirilmesiyle, insanlık en özgün evresine tamamen girmiş olacaktır. Comte'un sosyolojisi ile onun tarih felsefesi (ki, bu ikisi onda aynı şeydir, henüz birbirlerinden ayrılmamışlardır), kendisine görev olarak "genel insanlık kültürü"nün bilimi olmayı koymuştur. Ama bu temel ülkücü kavrayış altında, pozitivist bilimsellik, bu bilimselliğe uygun düşen bir politik düzenin örgütlü yapısına bizi ulaştıracak "tin" (Tesprit) dir de. Yani Comte'un ütopik gelecek-devleti, pozitivist bilimselliğe (ve bilimselciliğe) göre kurulacak olan bir devlettir.
Iring Fetscher - Tarih Felsefesi
_Yaşama sanatı, en önemli sanattır. Yaşama sanatında insan, hem sanatçı hem de sanatının objesidir. Bu sanatta o, hem yontucu hem mermer; hem doktor hem de hastadır. _İnsanın yaşam amacı, kendi güçlerini, doğasının yasalarına uygun şekilde ortaya koyması olarak anlaşılmalıdır. Yaşamın doğası, kendi varoluşunu korumaktır. _Başka sanatlarda olduğu
Reklam
Karl Raimund Popper
Popper’in eserinin birliği, haklı olarak, “bilimsellik” iddiasında bulunan teorilerle “sözde-bilim”den kaynaklı olanlar arasına bir sınır çekme ölçütü sözcesi etrafında düzenlenir.Bu, “yanlışlanabilirlik” ya da “çürütülebilirlik" ölçütü olarak bilinir.
Popper'in bilimleri sınıflandırma yöntemine başvurmak yararlı olacaktır: Bilim, önermelerinin bilimsellik derecesi, açıklamaların yeterliği kadar sınanmaya uygunluğu ile tanımlanır, konusu ya da bilgi kesinliği bağlamındaki savları ile değil.
Sayfa 31 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Yanlışlamacılık
Çoğunun bilimsel kabul ettiği varsayımların, yakından incelendiklerinde sınanamaz oldukları ortaya çıkar: Onları yanlışlayabilecek hiçbir olası gözlem yoktur. Bu düşünceye ilişkin tartışmalı bir örnek psikanaliz söz konusu olduğunda belirir. Bazı yanlışlamacılar, psikanalistlerin ortaya attığı iddiaların pek çoğunun mantıksal olarak yanlışlanabilir olmadığını ve dolayısıyla psikanalizin bilimsel olmadığını düşünür. Buna göre bir psikanalist belli bir hastanın rüyasının aslında çözüme kavuşturulmasımış cinsel çatışmalarının dışavurumu olduğunu söylüyorsa, onun bu iddiasının yanlışlayabilecek olası hiçbir gözlem yoktur. Devamında hasta bu tür cinsel çatışmalarının olmadığını söylese dahi, psikanalist hastanın bir şeyleri bastırdığını ifade ederek iddiasını sürdürecektir. Hasta, psikanalistin yorumunun doğru olduğunu kabul ederse, o zaman bu durumda da iddianın doğruluğunun onaylanmasından bahsetmiş oluruz. Dolayısıyla yanlışlamacılara göre bu, hiçbir şekilde gerçek bir bilimsel varsayım olmayıp, sözde-bilimsel bir varsayımdır. Gelgelelim bir kuram, salt bu bağlamda bilimsel olmadığı için tamamıyla değersiz sayılmaz. Popper, psikanalizin iddialarından pek çoğunun en nihayetinde sınanabilir hale geleceğini fakat bilimsellik-öncesi biçimlerinin bilimsel varsayımlar olarak görülmemesi gerektiğini düşünür.
15 öğeden 11 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.