Meşşâîlik
Aristo (Aristoteles; m.6. 384-322) ve takipçilerine verilen isimdir. İslam düşünce geleneğindeki diğer ekollerden farklı olarak fizik, matematik, metafizik, ahlak, ev yönetimi ve siyaset olmak üzere teorik ve pratik bütün felsefi bilimlerde gerek Islam öncesi gerekse İslam döneminde hâkim olan bilimsel açıklamayı temsil eder. İslam kaynaklarında
Bilim aklı, mantıklı düşünmeyi kısıtlar!(Cevapsız kalan yorumun kopyası)
Biz ne zaman, Allah'ın varlığıyla ilgili mantıklı deliller getirsek önümüze sürülen bir gerekçe. 'Bilimsellik'. Bu kelime hiçbir kutsal kavramın sahip olmadığı çekiciliğe ve sorgulanamazlığa sahip. Evrensel bir tanrı gibi. Sizin bir dini inancınız varsa bile önce bu evrensel tanrıya itaat etmeli ve onunla uyumlu olmalı. İşte bu yüzden günümüzde ki
Reklam
Zamanında arkadaşlar arasında ettiğimiz sohbet konuları
1 Platon (Eflatun) ve sistematik felsefe 2 Martin Heidegger neden bir Nazi idi? 3 Gilles Deleuze dünyada niye bu kadar tutuldu? 4 Albert Camus bir edebiyatçı mı yoksa felsefeci mi? 5 David Hume Bilim felsefesi ve tarihinde nasıl bir yere sahip? 6 Immanuel Kant gerçekte felsefede nasıl bir dönüm noktası? 7 Astroloji bir bilimken neden Sahte-bilim yaftası yedi? 8 Sosyoloji bir bilim olabilir mi? 9 Bilimsellik kriteri Karl R. Popper Thomas S. Kuhn Imre Lakatos ile aşılabilir mi? 10 Günümüzde felsefe nasıl bir yerde?
BİLİMSELLİK FELSEFESİ ve NESNELLİK..."
- "... Bilimsellik Felsefesine göre konu ve yöntemini belirlemiş Bilim’in; tanım ve yöntem, amaç ve konu olarak kendini konumlayış biçimi “ateist ve materyalist, natüralist ve determinist”ken; kendinin halâ, tarafsız ve objektif; din ve inançlardan bağımsız ve ayrı olduğunu iddia eder! Evren hakkında verdiği Bilimsel Bilgilerin, (halâ) olgusal ve nötr, evrensel ve nesnel olduğu yalanını söyler!.." (Ayhan Küflüoğlu, Metabilim: Sihrin Yapısı, izdiham.com)
"BİLİMSELLİĞİN LÂİKLİK ve SEKÜLERLİK MARTAVALLARI...
- "... Kabul etmeyi Bilim/selliğine aykırı görse bile, sonuçta Rabbimiz’in “fiil ve eserlerini” inceleyen Bilim’in; madde ve evren hakkındaki tasvir ve açıklamaları; ister istemez, Rabbimizin evrendeki icraat ve münasebetinin ne olduğunun da tasviri olmaktadır. Bu sebepten, Bilimsellik Felsefesi; “lâiklik ve sekülerlik” martavallarıyla, kendini “din”den ne kadar ayırmaya çalışsa bile; (Rabbimizin icraat ve eserlerini incelediği için) kaçınılamaz bir zorunlulukla, dinimizin alanına girmekte; bazı itikadî ve amelî esaslarımızı tenkid ve ret veya te’yid ve kabul etmektedir..." (Ayhan Küflüoğlu, Metabilim: Sihrin Yapısı, izdiham.com)
Dursun ve diğer yazarların kitaplarına uzun bir değerlendirme
Son bölümde, İslâm'a yönelik eleştirel görüşleri üzerinde durduğumuz Turan Dursun ve Erdoğan Aydın'ın genel olarak eleştirilerinin niteliği, temel görüş ve iddialarının düşünce tarihindeki yeri ve günümüzdeki anlamı ile vardığımız sonuçlar ve önerilerimizüzerinde duracağız. Şunu da belirtelim ki, yazarların eleştirileri, sadece kendi görüşlerini
Reklam
"BİLİMSELLİK FELSEFESİ..."
- "... Bilimsellik Felsefesi; başlangıçta yola çıkarken, aksiyom olarak doğru önvarsaydığı: “Evrende Tanrı’nın olmadığı; varsa bile işleyişe karışmadığı ve hiçbir şeyin nedeni ve faili olmadığı” inancıyla tutarlı olarak; bilimsel ifâde ve yayınlarında, “Tanrısız (ve Tanrıya dair hiçbir işaret ve delil de olmayan)” evren tasvirleri inşa eder. Bilim’in bu seküler ve lâik, hakikâtte ateizm ve inançsızlığı destekleyen bu “bilimselliği”; mâsum ve öylesine bir tercih olmayıp; Bilim’in kendisini de aşan sonuçları vardır..." (Ayhan Küflüoğlu, Metabilim: Sihrin Yapısı, izdiham.com)
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Batı Düşüncesinde Sekürleşme asıl itibarıyla bir özgürleşme özelleşme sürecidir aydınlanma felsefesi ile birlikte dinin akıl üzerindeki tahakkümü kalkmış ancak bu defa akıl tanrı tahtına kendisini oturtmuştur modern dönemde dini eleştiren sekülerizmin kendisi akılcılık bilimsellik Natüralizm materyalizm gibi iman esaslarına dayanan bir din haline gelmiştir batı düşüncesinde modernizm ve sekülerizm tektipleştirici anlayışına karşı gelişen çoğulcu anlayışın adı pos-modernizmdir 
Popper'ın gençlik günlerinin Viyana'sında bilimsellik savında bulunan ve aydınlar arasında çok moda olan, Freud'unkiler ve Adler'inkiler gibi öteki kuramlarsa, sınanamazlardı. Düşünebilecek hiçbir gözlem onlarla çelişemezdi. Bunlar, ne olursa olsun (ayrı ayrı yollarla da olsa) açıklayabiliyorlardı. Popper, bu akımların izleyicileri öylesine inandıran ve heyecanlandıran, her şeyi açıklayabilme yeteneklerinin, aslında en yanlış yanları olduğunu kavramıştır. Bilimsellik savı taşıyan ve bunlara benzer çekicilikteki bir başka moda kuram olan Marxizm ayrı bir durumdaydı. Marxizmden yanlışlanabilir öndeyiler çıkarılabiliyordu. Ancak, böyle öndeyilerden birçokları yanlışlanmıştı bile. Fakat Marxistler yanlışlanmayı kabule yanaşmıyorlar ve yanlışlanmaktan uzakta tutabilmek için, kuramı hep yeni baştan formülleştiriyolardı.
39 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.