147 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"Köylere kitap götürmek çöle su götürmek gibidir" diyor eşekli kütüphaneci Mustafa Güzelgöz. Kendisi, liyakat sahibi, görev bilinci yüksek, gelişime açık, kafasına koyduğunu inatla başaran, kitaba, okumaya ve eğitime gönül vermiş değerli bir kütüphane görevlisi olarak tanıtılıyor yazar Fakir Baykurt tarafından. Eser, Fakir Baykurt'un son kitabı ancak benim kendisiyle tanışma kitabım oluyor. Tabi eserin konusu kitaplara, okumaya ve eğitime verilmesi gereken önem olunca, keşke daha önce okusaymışım diyorum. Günümüzde hala şehirlerdeki kütüphanelerin bomboş oluşu, okuma oranının düşüklüğü ve kitap fiyatlarının çok yüksek olması nedeniyle kitaba ulaşmanın zorluğu gibi acı gerçekleri ve çarelerini düşünerek okudum eseri, ve bize çok sayıda Mustafa Güzelgöz lazım dedim içimden üzülerek... Üzülerek diyorum çünkü malesef ne onun gibi değerli insanlar var, ne de ona değer verecek nitelikte hatırı sayılır bir topluluk. Okumayı seven ve sevdiren, eğitime önem veren birine değer verecek bir topluluk göremediğim gerçeğiyle yüzleşiyorum malesef. Herşeye rağmen umarım bir gün kitaba, okumaya ve eğitime hak ettiği değeri veririz diyorum ve mutlaka okunması gereken bu eseri keyifle okumanızı diliyorum.
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 201010,1bin okunma
Metinden Uygulamaya: İslam Dünyasında Farmakoloji, Klinik Tıp ve Cerrahi, Maria Conforti * İslam Tıp Metinleri * Teori ve uygulama * Arap tıbbının en önemli başarılarından biri Galenosçu tıbbın “esnek, ”dolayısıyla da uygulamaya daha uygun bir şeklinin Batıya aktarılmasını sağlayacak “rehberler” veya derlemelerdir. Farklı metin türlerinin, hatta
Reklam
Görünüm olarak insana ulaştıysak da, ruhsal gelişim sürecimiz insan ve hayvan arasında sıkışıp kalmış.Ruhen erişebileceğimiz en yüksek mertebe olan insan olma seviyesine erişebilir ve tutkularımızdan arınabilirsek insanlık için yeni bir dünyanın doğuşu kaçınılmaz olacak. Yaklaşık 4.5 milyar yıl yaşındaki dünyanın yine yaklaşık 400 bin yılında homo türler olarak varlığımızı sürdürüyoruz.O zamandan bu zamana zihinsel ve buna bağlı olarak teknolojik bakımdan inanılmaz, kısa bir süre öncesine kadar mümkün olabileceğine inanmayacağımız gelişmeler gösteriyoruz.Fakat bu gelişmelerin hiçbirisi insanlığımızın üzerine koyan, insan olma aşamamıza katkı sağlayan gelişmeler değil, bilakis aksine bilincimiz tam da evrilmişken, üst insan kavramına en çok yaklaşabileceğine ihtimal verdiğimiz anda o mertebeye tam tersi istikamette hareket etmeye başladık.Eriştiğimiz gücü ve yetkinliği hem kendimiz hem de dünyamız adına kullanabileceğimiz en kötü şekliyle kullanıyoruz.İnsanlık için en doğrusunu yapabilecek zenginliğe, güce ve bilince erişmişken ve bunların doruk noktasındayken, bu gücü kendi türümüze eziyet etme üzerine kendimizde barındırıyoruz. Aslanın hedefi geyik, köpeğin hedefi kedi, kedinin hedefi faredir.İnsanın hedefi ise yine maalesef insandır.Ben inanıyorum ki bir gün insanlığın soyu tükenecek, fakat dünya gene varlığını sürdürecektir.Dünya üzerindeki insanlık tarihini olabildiğince uzun tutmamız ise dünya üzerinde tam bir barış sağlamamızla mümkün olacaktır...
344 syf.
10/10 puan verdi
Doğan Cüceloğlu ~ Gerçek Özgürlük Cüceloğlu'nun kişisel gelişim ve özgürlük kavramını derinlemesine ele aldığı bu eserde, emekli psikoloji profesörü Yakup Bey ve genç üniversite öğrencisi Timur Bey arasında gerçekleşen bir dizi sohbeti temel alyor. Bu sohbetlerde, yaşlılık ve gençlik arasında bir köprü kurularak, deneyimlerin ve bilgeliğin
Gerçek Özgürlük
Gerçek ÖzgürlükDoğan Cüceloğlu · Kronik Kitap · 20214,561 okunma
Süperego: İnsan ruhunun vicdan taşıyan ve toplumsal kurallara yanıt veren kısmıdır. Süperego, insan yaşamının ahlaki yanını temsil eder. Çocuklar ahlaki değerlerden, kendilerini engelleme duygularından ve bilincinden yoksundurlar. Onlar üzerindeki her türlü kontrol ebeveyn tarafından sağlanır. Gelişim sürecinde de bu bilinç yavaş yavaş yerleşir.
Neden insan ölümsüz değil? diye düşündü. Beyninin merkezi ve kıvrımları, görme ve konuşma yetisi, bilinç ve zeka.. Eğer bütün bunlar toprağa karışıp, sonunda da dünya kabuğuyla birlikte soğuyarak milyonlarca yıl boyunca güneş'in etrafında anlamsız ve amaçsız bir şekilde döneceklerse neye yarıyorlar? Bunun için insanın yüce, neredeyse Tanrısı zeka ile yoktan var edilip, sonra da dalga geçer gibi çamura döndürülmesine gerek yoktu ki. Maddeler arası dönüşüm! Fakat kendini ölümsüzlüğün bu ucuz taklidiyle teselli etmek ne büyük korkaklık. Doğada gerçekleşen bilinçsiz gelişim bile, insanoğlunun aptallığından daha azdır. Çünkü bu gelişim hiçbir şeyi kapsamazken, aptallığın içinde yine de bilinç ve irade vardır. Yalnızca haysiyetinden fazla ölüm korkusuna sahip bir korkak, vücudunun zamanla tekrar otlarda, taşlarda, kurbağaların içinde yaşayacağını düşünerek kendini teselli eder. Birinin ölümsüzlüğü maddelerin dönüşünde bulunması, değerli bir keman kırılıp çalınamaz hale geldikten sonra kılıfının ilerde çok işe yarayacağını düşünülmesi kadar gariptir..
Sayfa 33 - Karbon KitapKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 451 ile 460 arasındakiler gösteriliyor.