"Bilinçaltında hiçbir şey buharlaşmaz. Acını, sıkıntını, öfkeni, şiddetini ittirmeye, zorlayıp onu durdurmaya devam edersin. İçindeki her şeyi bilinçaltına iter durursun. Bilinçaltın bir yaraya, bir cehenneme dönüşmüş."
Başka bazı kimselerse, gelişim kaydetmek için kendileri üzerinde bir çalışma yapmaları gerektiğini idrak etmez. Bu, 'âşığı' olmadığından muzdarip ve de bilinçaltına ittiği şeyin üstesinden gelmek için hiçbir şey yapmayan ergenin durumudur.
"İçime döndüm,dünya ile arama uzaklık koydum.Dünya güzeldi,içim de güzel olsun istedim."
"Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım."
.
.
Bir an olsun ruhu kaybolmayan,geniş bir zamana yayılmış,güçlü bir roman...
Kırmızı Saçlı Kadın...
Edebiyata gönül vermiş bir kesim tarafından hayranlık
Hiç; "aklıma gelen başıma geldi" dediğiniz oldu mu? Ya da "böyle olacağını biliyordum", "zaten her şey beni bulur, "neden bu kadar şanssızım", "bende tam seni düşünüyordum" dediğiniz oldu mu? Yada yaptığınız her hareketin, davranışlarınızın size mutlaka bir dönüşü olacağını düşündünüz mü?
Yazdıklarımı
"Hayatın öyle anları, öyle deneyimleri ve duyguları var ki, orada bütün insanlık birleşiyoruz, tek oluyoruz, aynıyız. Geçmiş ya da gelecek, ölü ya da diri, fark etmez."
Sayfa 129 - 2. Baskı, Ekim 2015, Can YayınlarıKitabı okudu
"Unutulan adını verdiği hikâyesinde tavanarası metaforuyla eşsiz bir anlam alanı sunar okura Oğuz Atay. “Ben tavanarasındayım sevgilim!” diye seslenen adsız kadının bir delikten aşağı doğru bağırmasıyla başlar hikâye. Tonu yükseltilen bu ses, sadece bir metnin başlaması değil aynı zamanda bu sese muhatap kılınan okurun da kendi tavanarasına,