insan,kendi saldırganlık gereksinimini,kendi yakınlarının zararına olarak doyurmaya girişmiştir.karşılığını ödemeden emeğini sömürmüştür.,onayını almadan cinsel açıdan kullanmıştır.mallarını ele geçirmiş,onu küçümsemiştir.
‘Bazı uç durumlarda kişi öylesine çaresizdir ki, düşmanca duygularını dış dünyadaki insanlara mal edebilir ve onları kendisine karşı kasıtlı olarak düşmanlık yapmakla ya da yapmaya hazırlanmakla suçlayabilir. Böyle bir kişi, çevresindeki insanların davranışlarından ve sözlerinden düşmanca anlamlar çıkarır. “Ben değil, onlar!” biçiminde bilinçdışı işleyen bu mekanizma sonucu kişi, kendisine yöneltildiğine inandığı düşmanca komplolara karşı önlemler almaya kalkabilir ve böyle bir durumda ciddi uyum sorunları ortaya çıkabilir. Paranoid eğilim denilen bu tür davranışlar süreklilik kazandığında ağır ruhsal sorunların yaşanmasına neden olurlar.’
Eşimizi Neye Göre Seçeriz?
Tesadüf gibi görünen eş seçimleri gerçekte
tesadüf müdür? Eş seçimi aslında tahmin
edilenden daha karışık bir süreçtir.
Aşık olma süreci tamamen tesadüfler üzerine
kurulu gibi görünse de gerçekte olan aslında
beynimizin alt katmanları yani en temel
beden fonksiyonlarını yerine getiren kısmı,
eşimizi ebeveynlerimizle
İdealler, İdealleştirmeler ve Bunların Politik Sonuçları
İdeallerin ezenin idealleştirilmesiyle oluştuğu bir dünyada
idealler ne anlama gelir? İyinin peşinde olduğumuza inanırız,
ama kendimizi inkâr etmemizi sağladığı için aslında
bağımız kötüyledir. Ezene dair olumlu imgeyi koruyabilmek
için içimizdeki bu kurbanı inkâr etmek zorunda
Dil ve Bilinç
Dilsel iletişimimiz her zaman bir bağlama sahiptir. Bu bağlam, en başta anne ve çocuk arasındaki duyumsal iletişimdir, bunun yerini daha sonra toplumsal örgü alır.
Yetişkin insanın dil merkezi çoğunlukla beynin sol
yarısında yerleşmiştir. Küçük çocuklarda ise durum farklıdır. Asimetri ancak yaşamın üçüncü ve yedinci yılları