Şartlar o kadar ağırdı ki açlık ve susuzluk nedeniyle yeterince hızlı hareket edemeyen askerler etrafta dolanan hayvanların ve soyguncuların hedefi haline geliyor, tutsak edilenlerse 28 Eylül günü Dera'ya götürülüp boğazları kesilerek katlediliyordu. Katliamın boyutu öyle dehşet verici bir hal almıştı ki Avustralya 4. Süvari Tümeni Komutanı General Barrow, Dera İstasyonu'nda varıp boğazı kesilerek öldürülen ve soyulup öylece bırakılan Türk askerlerini gördüğünde şok olacak ve Lawrence'a bu eylemleri nedeniyle öfke kusacaktı. Fakat Lawrence ve beraberindeki asi Arapların katliamları bitmiyor, Dera-Şam yolunda yakaladıkları 400 kişilik Türk kafilesinin bir kısmını orada katledip kalanları da çırılçıplak soyarak çölün ortasında ölüme terk ediyordu.