Bir "Eylül" ayında dünyaya geldi
"Bin Bir Buse" ile sevindi cihan
"Pervaneler Gibi" şendi, güzeldi
O oldu bize "Üç Hikaye" yazan!
Bin Bir Buse
En Şen, En Şu Hikayeler
Pazartesi Günleri Neşrolunur
Bireye ne oluyordu? Yahya Kemal kendisinc soru sorulmasından hoşlanmazdı. O, geleneği temsil ediyordu. Onunla tartışılamazdı. Kendisinc bir toplantıda genç bir adam soru sorunca yanındaki. ınc dönerek, 'Kim bu adam?” demişti. Osmanlı gosterişi sevmiyordu. Kuçuk saraylarda, ahşap evlerde oturuyordu. Tiyatroyu soytarılık, resmi küfür sayıyordu,
Kitabı beğendim.Bu Kur'an Mealinin özelliği İstiklal Şairimiz tarafından yapılan bir çalışma olması.Ama daha da önemlisi yine kendisi tarafından bu çalışmanın tam olarak bilinmeyen bir nedenle saklanması.Yayıncı tarafından çalışmanın taslak metninin emanet edildiği kişi tarafından yakılmayıp saklanarak bugün bizlere ulaşması sağlanmış.
İyiki de öyle olmuş.
İstiklal Marşı her daim dilimizde yaşayan Mehmet Akif bize önemli bir miras daha bırakmış, Kur'an Meali.
Metin tamamlanmamış halde ne yazık ki.Ama Mehmet Akif'in Türk diline hakimiyeti ve bundan yüz sene önce yazılan bir eser olmasına rağmen bugünün konuşma diline yakın kelimeler kullanması beni bu Meali okurken en çok etkileyen özellik oldu.
Herkes bu çalışmayı Ramazan Ayının manevi atmosferine girdiğimiz bugünlerde okursa daha iyi olur diye düşünüyorum.
Allah O'ndan ve O'nun gibi insanlardan ebediyen razı olsun.
Bazı kelimeler çok güzeldir. Tek kelimelik şiir gibi… Duyunca uzun süre etkisinde bırakan, keşfedilmeyi bekleyen o kadar anlamlı kelimeler var ki.
“Fernweh” benim için onlardan biri.
Peki nedir bu kelimenin anlamı?
Uzaklara duyulan özlem veya hiç bilinmeyen, gidilmemiş, görülmemiş yerlere karşı duyulan seyahat etme arzusu anlamına geliyor. Bu kelimenin beni neden bu kadar etkilediğini bana neyi, hangi duyguları hatırlattığını düşünüyorum.
Bazen bazı anlarda nerede değilsem orada olmak isterdim. Sevdiğim, anlaştığım, bana iyi gelen insanlarla beraber olmak, kendimi nerede iyi hissediyorsam oraya gitmek isterdim.
Bir yere gitsem diğer yerde aklım kalırdı. Kırıldığım, kendimi kötü hissettiğim anlarda ise bana iyi gelmeyen ortamlardan, herkesten, her şeyden uzaklara gitmek ve yalnız kalmak, kendime ait bir yerde olmak isterdim.
FERNWEH BENCE SADECE BAZI YERLER DEĞİL; SAATLERDİR, ÇAĞLARDIR, ANLARDIR…
Aynı zamanda; her şeyi bırakıp gitmek isteyenlerin, kendi evinde yabancı gibi hisseden insanların, evinde kendini evinde gibi hissetmemek derdinden muzdarip olanların içini dolduran histir...
ÖTEKİ ŞEYLERİN TARİHİ
Selam, bugün sizlere daha önce ‘Keşke’ ve ‘Adsız Roman’ kitaplarını okuduğum ve çok sevdiğim yazar @semasoykan ‘in farklı türde bir eseriyle geldim. Hesabını takip edenler sevgili yazarın, bizlere verdiği değerli bilgileri, doğru bilinen yanlışları, masum görünenin ardındaki acıları paylaştığını bilirler. Bunların bir dostla
İlk kez bir kitap hakkında ne diyeceğimi ne yazacağımı bilemiyorum.
Hani "anlatmaya kelimeler yetmez" denir ya, tam olarak o noktadayım sanırım.
Kırık Hayal Kerkük kitabındaki Ata'mlı sayfalara doyamayınca hemen ardından
Tarihin Kıskandığı Lider 'e başladım. Meğer ne çok şey bilmiyormuşum onunla ilgili...
Bazen asker kimliği o kadar ön plana çıkıyor ki onun da bir evlat, bir eş, bir manevi baba, bir dost, dostuyla dertleşmeye ihtiyacı olan bir insan olduğunu unutuyoruz.
Bilindik tarihi gerçeklerin yanında işte bilinmeyen Mustafa'yı da yazmış yazarımız. Naçiz vücudu toprağa karışan beşer Mustafa'yı da eklemiş satırlarına.
Zaman zaman dostları anlatmış, zaman zaman kızı, bazen annesi, bazen düşmanları...
"Gidelim Afet... Bir orman kenarına gidelim. Her şeyi bırakalım. Şöylebasit bir ev, ocaklı bir oda... Evet... Evet... Hemen çekip gidelim ormanlara... Hele ben bir iyi olayım da..."
●Paşa, Bozok'a gönderdiği telgrafta, annesinin uygun bir yere gömülmesini ister. Bursa ve Balıkesir'den sonra İzmir'e gelecekti... Mustafa Kemal Paşa için öncelik Millet idi...●
Fazla bir şey söylemeye de gerek yok aslında...
Her Türk Genci'nin mutlaka okuması gereken bu eseri ben
Her Ay Okuyanlar Kulübü 'un #heraybirinkılap etkinliği için okudum♡
Sizlere de şiddetle tavsiye ediyorum;
Mahrum kalmayınız♡
Kitapla ve huzurla♡
"Yüreğimden dökülen kelimeler, zamanın sırlarını taşır. Ruhumun derinliklerinden gelen bu mektup, bilinmeyenin özlemiyle dolu. Belki de sen, bu satırları okurken, yıldızlar arasında bir yerlerde, ruhumun sızıntısı olacaksın."
Peyami Safa'nın ilk romanı olma özelliğini taşıyor. Daha önce Safa okumuş biri olarak bu romanı okuduğumda giderek eserlerinde ne kadar ustalaştığını görmek mümkün oldu diyebilirim. Kitabı bitirdikten sonra yapılan incelemeleri okuduğumda çoğu kişi dilin ağır olduğundan ve bilinmeyen kelimelerin çok olduğundan bahsetmiş. Buna kesinlikle katılmıyorum. Bilinmeyen kelimeler illaki olur yazıldığı dönem düşünüldüğünde. Ancak bunlar çok farklı ve duyulmamış olan kelimeler değil. Dilini de ağır bulmadım. Sözün özü, bu konuda hiç rahatsız olmadım diyebilirim. Yalnızız, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu gibi son dönem -ve hatta ustalık diyebilirim- eserlerinden sonra bu eseri okuduğum için bana oldukça normal geldi.
Eserin içeriğine gelirsek Behiç'in Belma/Hatice ile yaşadıkları geçmişi okuduğumda kanım dondu. Hiç beklemiyordum ve çok şaşırttı beni. Yazıldığı döneme de ışık tuttuğu düşünülürse gerçekten çok üzüldüm bu duruma.
Mebrure'nin iyi bir sona ulaşacağını kitabın başından itibaren sezinliyordum. Öyle de oldu. Bu karakterin bir duruşunun olmasını, içsel ve dürtüsel şeylerle mücadele ederken kendinden şaşmamasını sevdim.
Tavsiye ederim, Peyami Safa pişman etmez.
Kitabı beğendim. Güzel bir kitap. Okumaya değerdi. Üstdüzey dil ve anlatım örnekleri var kitapta. Çok olmasa da fazla bilinmeyen kelimeler de kullanmış yazar.
Nefaset LokantasıTuğba Doğan · Yapı Kredi Yayınları · 20191,496 okunma
Sosyal tarih diye nitelendirdiğimiz alana giren, okuması çok keyifli bir eser. Bazı yerlerde kahkahalara boğulacağınızın garantisini verebilirim. Kitabın dili eski Türkçe olduğu için okumakta biraz zorlanabilirsiniz ama kitabı yayına hazırlayan yazar, bilinmeyen kelimeler için günümüzdeki karşılıklarını da hemen metinlerin altına yerleştirmiş. Munzır neşriyat tarzında içerisinde bolca argo ve cinsellik barındıran yazıldığı dönemin sıradan halkının hikayesinden oluşan bir ''şen'' tarih kitabı.
Çok güzel bir kitaptı . Sadece sonu biraz yavaş gitti onun dışında okuması rahat bir kitaptı . Anlamı bilinmeyen kelimeler çöktü o da biraz zorladı ama okumaya değer bir kitap.
Baragan’ın DikenleriPanait Istrati · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,467 okunma
Şermin kitabını hep merak etmişimdir ama bir türlü fırsat bulamamıştım. Bugün kütüphanede kitaba rastlar rastlanmaz hemen okumak istedim.Lise zamanları edebiyatta sık duyduğumuz isimlerden biridir Tevfik Fikret. Servet-i Fünun dönemi edebiyatının yazarlarından olduğu için normalde ağır , örtük ve süslü bir dili vardır ama Şermin kitabı için bu durum tam tersidir." Şermin" şairin hayal ettiği “yeni çocuk tipi” ortaya çıkarılır. Kitap, ismini şairin genç yaşta ölen kız kardeşi Sıdıka Hanım'ın kızı olan yeğeni Şermin'den alır. Kitaptaki şiirler tamamen sekizli hece ölçüsü ile yazılmıştır. Tevfik Fikret'in aruz ölçüsü yerine hece ölçüsü kullandığı tek eserdir.
Eserdeki şiirler çocuklar için oldukça keyifli ve öğretici olduğunu düşünüyorum ,okurken bende çok keyif aldım. Ama şiirde kullanılan ve anlamı bir çocuk tarafından bilinmeyecek bir çok kelimeler yer alıyor. Bilinmeyen kelimeler şiirlerin alt kısımlarında anlamları ile birlikte verilmiş ama o süslü örtük kelimeler yerine daha basit ve anlaşılır kelimeler kullanılabilirmiş. Aslında bu sıkıntı yazarın Servet-i Fünun etkisinin verdiği özellikleri taşıdığının göstergesidir .
Aruz ölçüsü ile yazan bir yazara göre bahsettiğim eksiklik dışında oldukça başarılı yazıldığını düşünüyorum.
Çocukları olanlar için zamanında okutulması gereken keyifli bir eser
ŞerminTevfik Fikret · Bordo Siyah Yayınları · 20121,720 okunma
Peyk:
1. Haber ve mektup taşıyan kimse.
2. Uydu. (gökbiliminde)
3. Bir başkasına bağımlılığı olan.
Kullanımı:
Siz bir kuyrukluyıldızmışsınız demeliydim, o da sizin peykinizmiş.