Yazacaklarım karnı tok bir insanın yazdıklarıdır. Bunları okuyacak olanlar da toktur. Kitabın verdiği gerçek açlık duygusunu hiçbirimizin gerçekten anlamasına imkân yok. Bu yüzden açlık hakkında beylik laflar etmeyeceğim. Ama birazcık empati bizi kurtarır.
Kitabın konusu kısaca şu şekildedir: “Açlık romanı, yazar olmak amacıyla Kristina’ya
YouTube kitap kanalımda Amok Koşucusu kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY
Koşmak değerli şey.
Ruhsuz, ilgisiz ve donuk bir şekilde öylece oturmalarımızın sonucunda biz de bazen nereye gittiğimizi bilmeden "sen" zamirini yakıştıracağımız insanlara doğru koşarız.
Bizim
İnsan mutluluğunu ifade ederken binlerce kelimeden faydalanıp laf cambazlıkları yapabiliyor.
Aynı insan,hüznünü ifade ederken ise uygun kelimeleri bulmakta hep zorlanır.
Kanımca acılardan ziyade bilinmezlikler, boşluklar insanı kendi hayatının sonu üzerinde söz sahibi olmaya itiyor.
Sen bana yasaktın Yusuf.
Keşke elime bir ip yumağı tutuştursaydın da “Bitene kadar durmadan yürü…”deseydin,uzaklaştırsaydın kendinden…
Merhaba genç bir yazar olan Mustafa Tan kaleminden #güneşözümüalıyor kitabı ile bir şivekar masalı okudum.
Günümüz ilişkilerini sorgutan, kimin derdi tasası daha çok dedirten, günün sonunda kah yüzünüzde bir tebessüm oluşturan,kah ağlayan bir hikaye..
Ufuk ve Nil’in uzatmalı,kangren olmuş ilişkisi,
Ufuk’u intiharın eşiğine gelmesine sebeb neydi ??
Şivekar masalı demiştim ya
Yusuf ile Hale’nin hikayesi beni hayli üzdü
Üç mezar dört ölü onları bırakıp gidemeyen bir çoban ???
Yazarın ilk kitabı olmasına ve
120 sayfa gibi kısa bir kitap olmasına rağmen beni çok etkiledi
yazarın kalemi daim olsun kitapla kalın
Bu kitaba ne diye inceleme yapıyorum ki? Bu kitaba inceleme yapmak bana mı düştü? Ben ne anladımki ne anlatayım? Kitabın adı zaten "Cahil Hoca" olduğundan 'bilmediğimi öğretebilirim' felsefesiyle yazmaya başlıyorum.
Okurken, kitap hakkında söylemek istediğim çok fazla şey vardı. Ancak kitap bittikten sonra bir dinginlik geldi. Ve ne
"Doğayla savaş halindeyiz. Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz." demiş Hubert Reeves.
Bu sözün değeri o kadar net ve o denli büyüktür ki, üzerine koca koca ciltli kitaplar yazılabilir. Gazeteci yazar Jacques Girardon da bu temelde, alanında uzman üç bilim insanı ile, bitkilerin evrimi ve yeryüzündeki yolculuğu hakkında ropörtaj niteliğinde
Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları, 31. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Herkes çıkıp gitmek ister elbette zaman zaman, bilmediği hayatları görmek ister, bilinmezi merak eder, bilinmezliğin o muhteşem çekiciliğine karşı gelemez... Gitmek ister ama bilir ki istediğini bulamadığında döneceği bir torağı vardır. Onu koruyacak, besleyecek, yaralarını saracak bir toprağı... Peki ya bu bir yolculuk, macera arayışı değil de;
kuma bıraktığın ayak izleri gibi
silindi sözler defterimden,
yazılmaz oldu şiirler,
eskiden kalma birkaç yarım cümle
kulaklarımda bir ses, esrik
tutkusuz bir tını, kimliksizduman duman tükenen
yarınlara olan umudum,
kahır dolu gecelerde
Birbiriyle çok mesafeli iki insanın ilişkisinde olduğu gibi, birbirini çok seven iki insanın ilişkisi de içinde pek çok bilinmezlik barındırabilir; üstelik ikinci ilişki şeklinde bu bilinmezlikler hemen göze çarpmayan, kırılgan ve nüfuz etmesi zor türdendir.
Sayfa 174 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kaderin bir cilvesi midir bilemiyorum ama ne zaman
Cengiz Aytmatov kitapları okusam, hava hep yağmurlu ve kasvetli olur. Bu yağmurlu havalar, içi hüzün dolu kitaplara da pek çok yakışır. Hemen her kitabında yüreklerimize göz yaşlarımızı akıtırken, yeryüzüne de gökten damla damla hüzün yağar. Artık ne zaman yazarın veya eserlerinin adını duysam, gözümde