256 syf.
6/10 puan verdi
İtalyanların ünlü şair, hikaye, roman ve özellikle oyun yazarı #luigipirandello (1876-1936)'yu uzun süredir okumak istiyordum. Oyun ve şiirler ile ilgilenmediğimden hikayelerini ve en çok da ünlü romanı #birihiçbiribinlercesi 'ni internet sitesindeki alışveriş listeme almıştım. Varlıklı bir ailenin çocuğu olan #pirandello'nun maddi sıkıntılar yaşadığı bir döneminden daha sonraları faşist #mussolini'nin desteğiyle geleceği Roma tiyatrosunda sanat yönetmenliği sırasında oyunlaştırdığı ve her gün bir hikaye yazmaktan yola çıkıp 246 adette kalan hikayelerini merak etsem de (ki hâlâ merak içindeyim, sıra gelmiyor) bu romandan okumaya başladım. Babadan miras banka sahibi Moscarda'nın kendi gözleriyle gördüğü kişiliği ile başkalarının gördükleri arasındaki uçurumun farkına varıp sonu deliliğe varan varoluşunu sorgulaması ve takıntı hale getirmesi kitabın konusu. Yazar, yapıtlarında olmak-görünmek arasındaki tezatı, maske-yüz ikileminden incelemiş ve gerçeğin göreceligi üzerinden kimlik ve varoluş temalarını işlemiştir. Açıkçası; kitabın yarısından çoğu, karısının burnunun yamukluğunu söyleyip kesfetmesiyle başladığı varoluşunun karmaşık sorgulamalarıyla geçiyor. Daha sonra realizme dönüldüğünde ise biraz heyecan geliyor ve belki bir romana dönüşüyor. Jorge Luis Borges gibi düşsel gezintiler var ama edebiyat mı tartışılır. Sürekli birbirini tekrarlayan cümleler ve incir çekirdeğini doldurmayacak meseleler sorunsalında, kimi zaman gerçeğe yatan bilinmezlikler. Psikoloji, sosyoloji ve elbette felsefe var ama bu karışım edebiyat mı, incelenmeli...
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Alfa Yayıncılık · 20214,123 okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Korku... Hepimizin öyle ya da böyle sahip olduğu bir duygu. Sanmıyorum ki bu duyguyu hayatında hiç tatmamış bir insan olsun. Utançlar, belirsizlikler, bilinmezlikler derken hep bi şeylerden korkuyoruz işte insanlığın hissettiği en güçlü duygu bu olmalı diye düşünüyorum ve bence çoğu davranışımızın temeli bir miktar "korku" barındırıyor. 'Herkes ne der?, 'İnsanlar hakkımda ne düşünür?' vs gibi. Ama en çok belirsizlik ve bilinmezlik mahveder insanı. Oyle ki insan belirsizliktense kötü olan sonları, cezaları bile isteye kabul eder. Çünkü bilir ki hiçbir ceza insanın kendi kendini yiyip bitirmesinden, vicdanı ile baş başa kalmasından daha ağır değildir. Zweig'den okuduğum 6. eser bu ve Zweig yarattığı karakterin içindeki ruhsal çekişmeyi öyle bir tasvir etmiş ki karakter ile birlikte ben de korkuyu ta içimde hissettim. Aynı zamanda kendi korkularımı sorguladım durdum. Konu olarak; savunma avukatı ile evli zengin bir kadının hayatına heyecan katmak amacıyla kendisine bir sevgili bulmasını, onun bu ilişkisini bilen biri tarafından devamlı olarak tehdit edilmesi ile başlıyor bu hikaye. Kadın bu korku sayesinde kendisini sorguluyor, kendisi ile yüzleşiyor ve davranışlarındaki anlamları çözüyor. Sonu olarak ise kesinlikle beklenmedik ve şaşırtıcı olduğunu söyleyebilirim :)
Korku
KorkuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2022103,9bin okunma
Reklam
Hep böyle olmuştur. Siz uzakta ve bilinmezlikler içinde bir yaşam sürdüğünüzü düşünürsünüz, ama gerçekte küçük ve çevrelenmiş bir dünyanın içindesinizdir.
Bu aşk değilse benim duyduğum nedir?
XII. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış olan bir destan ya da romanda Aucassin ile Nicolette’de şu satırları okuyoruz: “Erkeğin kadını sevdiği gibi sevemez kadın erkeği. Çünkü kadının aşkı gözündedir, memesinin ucundadır,ayak parmağının ucundadır; erkeğin aşkı gönlünün en derinlerine dikilmiştir, oradan çıkamaz da.” Bunun yanında aşkı sağlıklı
Mutsuzdu!
Bilinmezlikler, umutsuzluklar içinde kıvranıyor, kalbi sıkışıyordu.
Sayfa 295Kitabı okudu
95 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Kör baykuş şimdiye kadar okuduğum en olağandışı kitaplardan biriydi. Yavaş yavaş, sindire sindire okudum. Her cümlesinde kendimi kitabın içinde hissettim. Kitap bir kabus gibi bilinmezlikler içinde geçiyor. Yaşanmış da olabilir yaşanmamış da. O kadar derin ve yoğun bir anlatımı var ki ne hissedeceğinize karar veremiyorsunuz. Bir an üzülürken bir an kızabiliyorsunuz. Elimden gelse her cümlesinin altını çizmek isterdim. İçerdiği yoğun anlam o kadar derin ki üzerine oturup biraz düşününce daha iyi anlıyorsunuz. Metaforlarla dolu bir kitap. Anlamı derin. Kitapta en çok dikkatimi çeken şey 2 ve dört rakamlarıydı. Kitabın ilk sayfasında " üç aydan beri, hayır iki ay dört gün ..." derken sonralarda evliliğinden bahsederken " üç yıldan beri, hayır iki yıl dört ay..." diyor. Cebindeki paralardan bahsederken ise " iki kıran bir abbasi vardı" diyor ve bunu bir kaç kez tekrarlıyor. Sonuna kadar bunun sebebini merak ederek okudum. Sadık Hidayet'in hayatından izler taşıdığını öğrendiğimde kitap benim için daha anlamlı hale geldi. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Yapı Kredi Yayınları · 202328,6bin okunma
Reklam
942 öğeden 761 ile 770 arasındakiler gösteriliyor.