Dikkat çekilen konular (Çıkarılacak dersler
1. Cinlerin ve insanların yaratılışındaki hikmetler. 2. İbadet, Tevhidi ta kendisidir. Çünkü Rasuller ile toplumları arasındaki çekişme ve düşmanlığın sebebi budur. 3. Tevhidi gerçekleştirmemiş olan kişi, Allah’a ibadet ediyor değildir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Siz de benim ibadet ettiğime ibadet ediciler değilsiniz.” (Kafirun 3) 4.
Aşk bitebilir. Ama eğer gerçekten aşıksa geriye sevgi kalır. Ve sevgi terk etmez. Yani eğer gerçekten seviyorsa terk etmez. Öyle bir devire düştük ki insanı aşktan, sevgiden soğutuyorlar, güvenlerini kırıyorlar. Sonra gerçekten sevenlerin de kıymeti bilinmiyor. Sevenler sevmeyi bilmeyenlerin elinde, sevilmek isteyenler de sevgiyi öldüren kalplerde heder olup gidiyor.
Reklam
İliklerine kadar hissetdilen o duygu...
Annemi düşünüyorum, onun uzun kış gecelerini, upuzun yalnızlık yıllarını. Gençliğin dağdağası içinde böyle bir şeyin varlığı bilinmiyor, insan çok daha sonra anlıyor. Şimdi yalnızlık kelimesinin ne anlama geldiğini biliyorum. her geçen gün kendime daha çok ihtiyaç duyuyorum. Annem çoğu zaman yalnızdı. Önce yaşlı anne babasıyla. Sonra, daha sonra, evliliğinin ardından.
Sayfa 109Kitabı okudu
Beyin yıkama yöntemleri müthiş etkiliydi, özellikle de genç zihinler üzerinde. Büyük Rus baleti muhalif Ru­dolf Nureyev şöyle anlatır: "Stalin öldüğü gün dışarı çık­tım, kırlara gittim. Olağandışı bir şeyler olmasını, doğa­nın bu faciaya bir tepki vermesini bekledim. Hiçbir şey olmadı. Ne yer sarsıldı ne bir işaret geldi." Kaç kurbanın ağırlığını taşıyordu vicdanında acaba? Bilinmiyor. Romanya' da hâlâ ölüler sayılıyor; Macaris­tan'da 1956'daki ölü sayısı otuz bindi. Asıl hesaba sığ­mayacak bir şey varsa o da, diktatörlüğün Doğu Avrupa ülkelerinde felsefeye, sanata ve edebiyata verdiği zarardı. Sovyetler Birliği, dayatmacı ideolojisiyle bu ülkelerin ekonomik kalkınmalarına engel olmakla kalmayıp onla­rın ulusal kültürlerini ve kimliklerini de boğup yok et­meye çalıştı.
Sayfa 24 - Can YayınlarıKitabı okudu
Her şey bilinmiyor, hiçbir zaman da bilinmeyecek, ama öyle zamanlar olur ki bildiğimize inanabiliriz, belki de o anda, ruhumuza, bilincimize, aklımıza, ya da bizleri az çok insan yapmakta olan o şeyin adı her neyse onun içine daha fazla bir şey sığamayacağı içindir.
Reklam
Ancak erkeklerin yüzde 6’sını, kadınlarınsa yüzde 1’ini etkileyen ileri sosyopatinin nedeni bilinmiyor. Bu rahatsızlık çocuklukta başlar. Yangın çıkaran ya da hayvanlara işkence eden çocuklar sosyopattır. Bu durum yetişkinlikte de kronik yalancılık ve aldatma şeklinde devam eder ve ömürboyu sürer. Antisosyal kişilik bozukluğunun şiddetine bağlı olarak semptomların bazıları ilaçlarla, psikoterapiyle veya her ikisiyle tedavi edilebilir. Ancak sosyopatinin derecesi ileriyse tedavisi yoktur.
7. Mektup
Şu düşünceyi de kim ileri sürdüyse pek güzel söylemiş—yazarı bilinmiyor çünkü—,adama sormuşlar: “Neden böyle özene bezene, pek az insan seslenebilecek sanatlarla ilgileniyorsun?” “Pek az kişi yeter bana,” demiş, “bir kişi de yeter, hiç kimse de yeter.”
Virginia Woolf, Stephen ailesinin kızıydı. Stephen'lar on seki­ zinci yüzyılın ortasında gün yüzüne çıkar. Aberdeenshire'da çif t çi­ lik, tü ccarlık ve kaçak mal alıcılığı yapıyorlardı. Ardenbraught'lu Ja­mes Stephen hakk ı nda, arkasında yedi oğlan, iki kız çocuğu bıraka­rak 1750 dolaylarında ölmüş olması dışında neredeyse hiçbir şey bilinmiyor. Oğlanların çoğu soylarının geleneğini sürdürerek şanslarını , denemek için başka ülkeleri dolaştılar. Bunlardan birisi, Wil­liam Stephen, Ka rayipler'e yerleşt i ve pek de hoş olmayan bir işten, hasta köleleri satın alıp tedavi ederek onları satılacak hale getirme işinden, büyük bir servet kazandı.
Sayfa 27 - Pegasus yayınları Nisan 2007Kitabı okuyor
...“İyi,anladık,ama son tahlilde kimdir bu adam,ahlaken nereye kondurulabilir?" diyebilecek olanlara da yanıtım şudur: Kendisinin bir kahraman olmadığı, erdem-li ve mükemmel bir insan olmadığı belli. Peki,neyin nesi? Bir alçak mi? Alçak? Iyi ama ille de böyle sert mi olmali insanlara karşı yargılarımız? Hem bilinmiyor mu ki bizde artık alçaklar falan yok, yalnızca iyi niyetli, sevimli insanlar var; herkesin içinde aşağılanan, yüzlerine tükürülen insanlar bile iki üçten fazla değildir, ki şimdi artık onlar bile erdemden söz eder oldular. Galiba en doğrusu ona “efendi” ya da "sahip" demek. Çünkü bütün suç sahiplenmede. Temiz bulunmayan işler hep sahip olma arzusundan kaynaklaniyor.Öte yandan böyle bir kişiliğin itici bir yanının olduğu da doğru. Hayatın içinde böyle biriyle karşılaşan okur, onunla tuz ekmek paylaşır,hatta hoşça zaman bile geçirir;ama aynı tip, bir romanın kahramanı olarak bir kitapta karşısına çıktığında ona yan gözle ve kuşkuyla bakar. Aklı başında bir insan kimseden nefret etmez, bunun yerine karşısındakini dikkatle inceler, tüm varlığını derinlemesine kavramaya çalışır. İnsanda her şey öyle büyük bir hızla değişir, dönüşür ki ne olduğunu anlamadan bir bakar, karşı konulmaz biçimde bütün yaşam özsuyunu emen bir kurt büyüyüvermiş içinde.Ve pek cok kez yalnızca büyük tutkular değil, değersiz,önemsiz şeylere karşı duyulan istekler bile, büyük tutkular için doğmuş bir insanda büyüyüp dal budak salarak ona en yüce, en kutsal yükümlülüklerini unutturacak bir güce ulaşabilir. Denizde kum, insanoğlunda tutku! Üstelik hiçbiri birbirine benzemez!
Reklam
Eşref Ali et tehanevi muthiş bir tespitte bulunarak şöyle deri "İçinde bulunduğumuz asırda biz Müslümanların itaatte gevşeklik ve gafletimiz, günahlara dalma ve curet etme halimiz aşikardır. Bunun üzerinde düşündüm. Büyük sebep olarak sunları gördüm: iyi ve kötü amellerin karşılığının sadece ahirette görüleceği zannedilip bazı karşılıkların dunyada da görüleceği hiç bilinmiyor. Sıfatı nefsaniyenin galip gelmesinden dolayı, dünyadaki ceza ve mükafatlar hemen gerşekleştiğinden daha çok göz önünde bulundurulup, ahiretteki ceza ve mükafatın ise amellerin neticesi olduğuna sadece akide icabı inanılıyor
Sayfa 81
Vaadler kof çıktı, idealler boş Bilinmiyor kim ayıktır - kim sarhoş Terkeyle sevdayı - dön arpaya koş Gayretli gayretten umudu kesti.
"Sevgidir. Kaçıp saklanacak yer arar bazen. Öyle ki söylenmeden bilinmiyor."
Suat'ın cenazesi, otuz kadar dostunun katılımıyla Feriköy Mezarlığı'na defnedildi. İpek sabahlığına ne olduğu bilinmiyor.
Sayfa 431Kitabı okudu
4.5.6....kaçta durdu bilinmiyor =D
“Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük"
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.