Çocuk masumiyetinde bir tasvir
Ne yazık ki o zamanlar kara delikler henüz bilinmiyordu. Eğer bilinseydi göğsünde büyük bir kara delik açıldığını hissettiğini söylemesi kolay olurdu. Bu kara delikten içeri sürekli gelen soğuk içine işliyordu.
68 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilinseydi ne olurdu?
Kitabı elime alıp beni içine çekmesi ve bitirmem bir kaç saatimi almadı. Zweıg’in kalemine sağlık. Aşkı her satırda ilmek ilmek 🧶 dokumuş. Aşkı çok naif tertemiz yaşayan küçük bir yüreğin olağanüstü büyük serüvenine tanık oluyorsunuz okurken. Başlangıçta mektubu yazan kadını oldukça bencil bulsamda onun aşkının bunu gerektirdiğine inandım. Hayatını sevdiği adamın çocuğuna adaması hem üzücü bir okadar da taktire şayandı. Belkide hepimizin zihninde bu denli bir öyküsü vardır kim bilir. İnsan psikolojisini aşkla harmanlayan tek taraflı, beklentisiz saf bir sevginin öyküsü.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226,1bin okunma
Reklam
İnsanın eceli belirsizdir. Eceli insana bildirilmiş olsaydı, yetmiş yaşında vefat edeceği kesin olan biri, otuzlu kırklı yaşlarına kadar, ‘ne de olsa ölüme daha çok var’ hissiyatından kurtulamaz ve hayatının ilk yarısı ölüme karşı gaflet ve duyarsızlık içinde geçerdi. Otuz kırk yaşından sonra ise darağacına çıkmakta olan bir idamlık gibi, emdiği
İnsana dair öylesine lakaytım ki. Tüm bu lakaytlık içinde insana dair merak ettiğim tek bir şey biliyorum. Geceleyin sadece lastik sesini duyduğum ve ışıklarını gördüğüm arabaların içindekileri. Nereye gidiyorlar acaba? Evine mi, işe mi gurbete mi, askere, hastahaneye mi? Nereden geliyorlar acaba? Yoksa meyhaneden mi dönüyor? Acaba pişman mı? Kederli mi heyecanlı mı? Ağlıyor mu mutlu mu? Yüz hatları gevşek mi kasılmış mı? Yorgun mu dinç mi? Uykusu var mı? Niçin böyle? Kendimi en rahat hissettiğim zaman dilimi, gece. Kendimi en rahat hissettiğim mekan, arabanın içi. Bu ikisi birleşince insanın ne saklayacak bir sırrı ne gizleyecek bir yüzü kalıyor. Ne karşıdan gelen yüzünüzü görebiliyor. Ne birisi sesinizi duyabiliyor. "Yerin kulağı vardır." sözünü çiğneyen bir an bu. Bu merakın sebebi insanların hava almaya çıkardıları büyük sırları olmadı hiçbir zaman. İnsanın en hesapsız, en faş anı bu an. Ve müthiş bir muammayla, insanın bu en açık en saf halinin birleştiği an. İnsanın ruhunu tanımanın en net olduğu ama en imkansız olduğu an. İşte bu yüzden Tüm lakaytlığımı paramparça ediyor bu bilinmezlik. Bilinseydi ne olurdu? Ben tümüyle lakayt olurdum.
İnsanın ileride başına gelecek musibetleri bilmiyor olması da büyük bir nimet ve rahmettir. Şayet bu kederli vakitler önceden bilinseydi musibeti beklemek o musibetin kendi ağırlığından kat ve kat daha yıpratıcı olurdu. Dostoyevski; " Baylar yemin ederim her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır, hem de tam anlamıyla gerçek bir hastalıktır der. Yer altından notlar kitabında.. Aynı toprakların bir diğer yazarı Gorki ise; "Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun der."
Sayfa 178Kitabı okudu
368 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
(Süpriz bozmayan ipucu içerir) BEYAZ MUHAFIZLAR=HARBİYELİLER (Kitaptaki tanımı) "1918 yılı sona ererken tehlike tehditi hızla yaklaşıyordu.Duvarların yıkılacağı, dehşete düşmüş şahinin Çar'ın kolundan havalanacağı, bronz lambadaki ışığın söneceği ve Yüzbaşının Kızı'nın sobada yanacağı günler geliyordu.Her ne kadar vefat etmiş anneleri
Beyaz Muhafız
Beyaz MuhafızMihail Bulgakov · Maya Kitap · 2014166 okunma
Reklam
Yeminle söylüyorum, Kutsal Belde'nin gezip gördüğüm yerlerinde, boşaltılıp boşaltılıp atılmış, aşağı yukarı bir milyon meşrubat şişesi ya­tıyordu ve on milyon kadar da izmarit olduğu söylenebilirdi. Hele hele Arabistanlı Müslümanlar durmaksızın sigara içiyorlardı; hatta hac sıra­sında bile bırakmıyorlardı sigarayı ağızlarından. Bu sigara belası Peygamber Hz. Muhammed (sav) zamanında daha bilinmiyordu. Bilinseydi ne olurdu, öyle sanıyorum ki Peygamberimiz (sav) yasaklardı sigarayı.
736 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Çok sürükleyici ve güzel bir kitap ... Hele ki günümüz dünyasının İnternet bağımlılığı tehlikesine karşı güzel akıcı ve öğretici ne okuyabilirim? in en güzel cevaplarindan biri... Acaba diyorum bu kadar büyük eserlerin yazarları ölmeden önce değeri bilinseydi ne olurdu ?....
Moby Dick
Moby DickHerman Melville · Yapı Kredi Yayınları · 20215,7bin okunma
Filozof Boethius, Felsefe'nin Tesellisi adlı meşhur eserinde, adeta bu asra da hitap eder gibi konuşur ve şunu anlatır: "Hiç kimse kendi konumunu az da olsa kusurlu bulmayacak kadar mutlak anlamda mutlu olamaz. İnsan mutluluğunun özü kaygı uyandırıcıdır. Ne tamamen ele geçirilir ne de hep sürer. Bir adamın çok büyük geliri olabilir, ama aşağı bir sınıftan geldiği için hicap içindedir. Bir başkası soylu olduğu için tanınır, ama ailesinin maddi kaynakları yetersiz olduğu için tanınmamış olmayı yeğler. Bir adam hem zengin hem de soylu olabilir, ama yaşamını bekar sürdürdüğü için hayıflanır. Bir başkasının mutlu bir evliliği, vardır, ama hiç çocuğu olmadığından servetini bir yabancıya bırakacak olmanın sıkıntısıyla yaşar. Başka bir adam ise çocukları olduğu için mutludur ama oğullarının ya da kızlarının işlediği kusurlar yüzünden üzülür, gözyaşlarına boğulur. Demek ki hiç kimse kendi payına düşen mutlulukla tamamen nasiplenemez. Çünkü her mutlu durumun tatsız bir yanı vardır. Sadece henüz yaşanmadığı için bilinmiyordur. Bilinseydi ürkütücü olurdu."
Sayfa 178Kitabı okudu
İnsanın eceli belirsizdir. Eceli insana bildirilmiş olsaydı, yetmiş yaşında vefat edeceği kesin olan biri, otuzlu kırklı yaşlarına kadar, ‘ne de olsa ölüme daha çok var’ hissiyatından kurtulamaz ve hayatının ilk yarısı ölüme karşı gaflet ve duyarsızlık içinde geçerdi. Otuz kırk yaşından sonra ise darağacına çıkmakta olan bir idamlık gibi, emdiği
hayykitapKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.