Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Marifetin alâmeti nedir?" denirse, kalbin Allah Teala ile hayat bulmasıdır. Allahu Teâlâ, Hz. Davud'a (a.s), "Marifetimin (beni tanımanın) ne olduğunu biliyor musun?" diye sordu. Dâvûd (a.s): "Hayır" dedi. Yüce Allah: "O, kalbin beni müşahede içinde hayat bulmasıdır" buyurdu.
Dilimin ucunda bir sözcük var, söyleyemiyorum onu. Bir huzursuzluk, biliyor musun? Biliyorsun. Ama adı olmayan her şey adsız kalmalı dersin sen, biliyorum.
Reklam
Bir sözün içine girmek, küfretmekten daha kolay biliyor musun?
Sayfa 40 - Kırmızı Kedi Y.Kitabı okuyor
Nasılsın? Beni soracak olursan iyi değilim. Uykusuzum hep olduğu gibi. Gecelerce bekledim belki belki diye. Aslında memnunum da doğrusunu yaptın diye Senin için çok dua ediyorum biliyor musun? Mutlu olmanı, beni hatırlamamanı, bir gün ihtiyaç duyup geri dönmeyecek kadar iradeli olmanı çok istiyorum. Güzel yol kat ettik ama. Bakalım biraz daha dayanırsak bu iş biter bence. Hiç olmamışız gibi hayat devam eder belki.
Biliyor musun Olric benim çok dostum var. - Görüyorum efendim, sırtınızda izleri var..
Reklam
“Her şeyini saklayan insanlara ne olur biliyor musun ?” diye sorup, cevabımı beklemeden devam ediyor annem. “ Hastalanırlar.”
Sayfa 20 - Pegasus YayınlarıKitabı okuyor
İkisi de susuyordu şimdi. Mete, içmeyi unuttuğu soğumuş çayına şeker atıp karıştırıyordu. İnanılmaz bir haz almıştı bu hareketten ve istemsizce gülümsüyordu. Karıştırmaya devam ediyor, kaşığı bastırıyor, gülümsüyordu. Şekerin eridiğini görüyor, bir insanı düşünüyor ve ateşe atılmış bir insanı eritiyordu. Mete, ruhunda bastırdığı duyguları gün yüzüne çıkarmıştı, mahkum uyanmıştı. Umay ani bir hareketle yüzüğü cebine koydu. Duruşunu bozmadan gözlerini kaldırdı ve rahatsız olmuş bir sesle, "Mete ne yapıyorsun? O çay soğudu artık. Şununla oynamayı keser misin? Kendine yeni bir çay söyle ya da elindeki kaşığı bırak, sinirlerimi bozuyor." Tereddüt içerisinde elindeki kaşığı bırakarak sordu, "Neden bu kadar ciddisin Umay, neden? Baksana şeker eridi. Bir bütündü, eridi fakat yok olmadı. İnsanlar da böyledir işte. Ne kadar acı çekerlerse çeksinler acıdan dolayı ölmezler . Daha görülmüş bir şey değildir. Sınırı vardır acı çekmenin, aynı hayal kurmak gibi. Bir düşün; bildiğin, gördüğün kadarının hayalini kurarsın, ötesine istesen de geçemezsin. Bunun için bilmek gerekir. Acı da böyledir daha fazlasını alamazsın. Soğumuş çaya da bu oldu, şekeri yok edemedi çünkü doymuştu. İnsan ne zaman büyür biliyor musun? Gündüz ve gece kavramını ayırt edemediği zaman, olduğu andan kopmaya başladığı zaman. Ânı yaşayamayan insan büyüyen insandır.
Sayfa 75 - fihristKitabı okuyor
Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Niye böyle uzak bana, ellerim, ayaklarım? Her yanım uyuşmuş, öldürseler duymam Ülkem şimdi niye bu kadar yakın? Kollarımla sarabilirim sanki, uzansam…
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
Saatin kaç olduğunu biliyor musun? Ben anlayamıyorum gece mi, yoksa gündüz mü? Üç gündür yağmur yağıyor bu evlerin, Bu ağaçların, bu yolların üstüne. Sular alıp götürüyor sanıyorum Ellerimi, ayaklarımı, yorgun yüzümü… Günlerdir dökülüyor her yanım.
Ahmet Erhan
Ahmet Erhan
Reklam
biliyor musun
... Gönlümü sersem sıcak bir yaz günü yüksek bir çatıya kurutsam içimde biriken tüm yaşlarımı… .
Bizim kuşağın camdan ayakkabısı ne biliyor musun? Prezervatif. Bir yabancıyla tanıştığında onu üstüne geçiriyorsun. Bütün gece dans ediyor, sonra kaldırıp atıyorsun..
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık..
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi.
Sayfa 110 - KırmızıkediKitabı okuyor
Öyle yalnız, yalnız kaldım biliyor musun?
"Her şeyini yitirmiş birisi. Biliyor musun, şarkıcı, bu çok tuhaf. Eskiden, her şeyin yitirilemeyeceğini, geriye her zaman bir şeyin kalacağını düşünürdüm. Her zaman saflığın, zalim bir biçimde öcünü alabildiği Nefret Çağı'nda bile her şeyin kaybedilemeyeceğini sanırdım. Ama o..."
Sayfa 316Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.