Korkutmaya meraklı kişinin en büyük korkusu nedir biliyor musunuz? Kendi yetersizliği ile yüzleşmek. Bir gün gelir de ondan korkmazlarsa ne halt edeceğini bilemez çünkü.
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 23 hours
Hangi Batı - Atilla İlhan
Bu metinler, solun içinden sola karşı yapılan bir protesto metinleridir aslında. Şair Atilla İlhan, Türk aydınına veryansın etmiş. Dedikleri şeyler, kırklı ve ellili yılların entelektüel sancılarını çekenler için yazmış; yani Batı karşısında afallayan Türk aydını için. Sadece kendi kuşağına değil, bütün Türkiye için yazmış bunları. Zavallı İlhan,
Hangi Batı
Hangi BatıAttila İlhan · Bilgi Yayınevi · 0579 okunma
Reklam
"Ama nasıl hissediyorum biliyor musun? Şimdi böyle insanın hayatta güvendiği bazı şeyler vardır ya hani, başı sıkışınca falan. Ne bileyim. Mesela 155. Bir şey olursa polis gelir. Nedir, işte itfaiye. Yangın çıkınca ararsın. Bilirsin ki gelecek. Polis gelir ya da birisi seninle konuşur. Ne bileyim, rahatlatır en azından seni. Asansörde kaldın diyafon var. Basarsın birisiyle konuşursun. Ne bileyim. O seni rahatlatır. Panik butonları vardır. Bir yerde kaldığın zaman basarsın. Şimdi Nevra, bunların hiç birinin çalışmadığını düşünsene. Bir şey geliyor başına 155'i arıyorsun bakan yok. Yangın çıkmış itfaiyeyi arıyorsun, gelen öyle basıyorsun "Kimse yok mu kimse yok mu? duyuyor musunuz beni?" diye bağırıyorsun ama hiç çıt yok. Asansörde diyafona bakıyorsun birisi seni duysun diye. Panik butonu mesela orada duruyor yok. Ya diyorsun ki arkadaş buna bir şey mi oldu ya, böyle bakıyorsun. Açıyorsun duvardan bir ayırıyorsun onu. Aaa, ananı avradını! Bağlantısı yok Nevra. Kablo yok. kazıklamak için koymuşlar onu oraya. Sen ona güven diye. Sen ona güven, başını kaldırmadan, soru hissediyorum. Bir şeylere öyle haybeye inanmışım. O duvarda öyle duran bir şeymiş. Senin hayatın ona güvenmekle, inanmakla geçmiş. Halbuki seni sormadan, işine gücüne bak diye koymuşlar. Sen de ona öyle salak gibi güvenmişsin. Aslında güveneceğin hiç bir şey yokmuş. İşte kendimi şimdi öyle hissediyorum. Bir şeylere öyle haybeye inanmışım. O da çok boktan bir durum. O yüzden şimdi ne yapacağımı hiç bilmiyorum." #şahsiyet
-Dostluk nedir, biliyor musunuz? diye sordu. -Evet, diye yanıtladı Çingene kızı; kardeş gibi olmaktır, tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi.
Sayfa 105Kitabı okudu
«Benim açacağım meyhane öylesi değil, aydınlarımız için. Dekorlarına bile başladım. Adını şimdiden söyleyebilirim: Ahır!»        «Ne ahır mı?»        «Yoo! Gülmeyin baylar. Ben orada müşteriye itimatı öğreteceğim. Parası olan da, olmayan da içecek. Adını mı begenmediniz?... Durun biraz daha açıklayayım. Bir at arabası ortada...»        «Atları!..»   «Atları da, yolcuları da müşteriden... Koşumlar, saman çuvalları... Yem torbaları...» Nizami Yalçın tutamadı kendini: «Tutar bu meyhane!» diye bağırdı.        «Durun Sözümü kesmeyin! Şarap kovayla gelecek müşterinin önüne... Herkes kafasını sokup içecek. Garsonlara düşen en önemli iş nedir, biliyor musunuz?  Sadece ıslık çalmak!» Nizamı Yalçın bir iş adamı bilgiçliğiyle: «Tutar diyorum size!..» diye kalktı ayağa. «Tutar bu iş. Bizde o kadar çok beygir var ki...» «Mezeler yem torbalarıyla verilecek... Bağlanacak müşterinin boynuna...» Öğretmen emeklisi: «Torbalar boş da olabilir. Bir yem borusu çalarsın, yeter. Beklemesini de biliriz biz!» «Tutar bu meyhane! dostum!»        «Tutar azizim!» «Tutmak da ne kelime. Sonra duvarlara şöyle vecizeler asacağım: At, sahibine göre kişner. Sen eşek olduktan sonra binen çok olur! Arpayı nerde yersen orda kişne!»        Cevdet Barlas: «Bir vecize de benden.» dedi, «Kişnemek serbesttir, çifte atmak yasak!»
- Dostluk nedir, biliyor musunuz? diye sordu. - Evet, diye yanıtları Çingene kızı; kardeş gibi olmaktır, tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.