Mezarlığım, doğumum, tükenişim, üzülme.
İkimiz de asla bir şiirin en alıcı mısrası olamayacağımızı biliyorduk. Sen inanmak istemiştin sadece. Seni doğru olmasına rağmen asla kazanamayacak bir dava gibi sevdim, üzülme.
Birbirimize kitaplar ödünç veriyorduk. Onları birlikte okuyorduk, ama yüksek sesle değil, sözlerin daima bir şeyleri kırdığını gayet iyi biliyorduk. Uyum içindeki iki sessizlikti bizimki.