#biliyormuydun
Stephen King'in triskaidekafobiden mustarip, yani 13 sayısından bir hayli korktuğunu biliyor muydun?
Kendisi triskaidekafobiden mustarip, yani 13 sayısından bir hayli korkuyor. Yazar korkusunu şu sözlerle ifade ediyor: “13 sayısı söz konusu olduğunda omurgamda aşağı yukarı hareket eden o ürperti asla geçmez. Yazarken 13. ya da 13’ün katı olan bir sayfaya geldiğimde asla durmam, ‘güvenli’ bir rakama kadar yazmaya devam ederim. 13 yerine 12 adım atmış olmak için evimin merdivenindeki son iki basamağı tek adımda çıkarım. Okurken 94., 193., 382. ya da rakamları toplamı 13 yapan hiçbir sayfada durmam.”
Ya dünya ikinci bir anne karnı ise? Ya bir plasenta içindeysek? Ya ölüm aslında sonun başlangıcıysa? Ahiret yok diyen kardeşim anne rahminde başka bir dünyaya doğacağını biliyormuydun?
"Seni bir serçenin gözyaşları kadar sevdiğimi biliyormuydun? Bu sevgim sana az gelecek belkide anlayıp benim gibi hissedemiyeceksin ama bilmediğin bir şey var! Serçeler ağladığı zaman ölürler..."
Ama sen yüzüp gittin. Hiçbir zaman balık olamayacağını biliyor muydun? Issık-Göl’e kadar yüzemeyeceğini, beyaz gemini göremeyeceğini ve ona ‘Selam Beyaz Gemi, ben geldim, ben!’ diyemeyeceğini biliyor muydun? Çay boyunca yüzüp gittin çocuğum. Şimdi ben sana yalnız şunu söyleyebilirim: Çocuk kalbinin, çocuk ruhunun bağdaşamadığı her şeyi reddettin. İşte beni teselli eden de budur. Bir şimşek gibi yaşadın sen. Bir defa çaktın ve söndün. Şimşeği çaktıran göktür. Ve gök ebedidir. İşte budur beni teselli eden. Bir başka tesellim daha var: İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve o öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça, hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır… Sana, senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum: Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!