herşeye rağmen, bilme tutkusu dış dünyaya yönelik kaldı; bir şey vardı ki, Leonardo’yu insanın ruh yaşamını incelemekten alıkoymaktaydı; sipariş üzere ustaca amblemler resmettiği Academia Vinciana’da ruhbilime pek yer yoktu.
Eylül, çak bir tane şunun ağzının ortasına
"Psikolog olacaksın sen, öyle değil mi?" Ne ilgisi var şu yaşadıklarımızla, gibisine bakıyorum yüzüne. "İyi bir psikolog, empati yapmalı!" diyor bilmiş bir tavırla. "Bazı şeyleri kendi üstünde denemezsen, insanların anlattıklarını kavramakta zorlanırsın. Şu gördüğün esrar... İçtiğin alkolden daha az zararlı. İlk denemde hiçbir şey anlamazsın ya, neyse... Esrar tutkunu birinin neler hissettiğini bilmen için tek yol denemektir, unutma."
Sayfa 141
Reklam
Bilgili kişi tehlikeden korkuya doğru mantık yürütür; tutkulu kişi ise korkudan tehlikeye doğru düşünür. İkisi de mantıklı olmayı ister ve yanılırlar; ama bilgili olan iki defa yanılır; çünkü gerçek sebebi bilmez ve diğerinin hatasını anlamaz.
Sonuçta dünyanın bütün işleri aşağılıktır; başkalarının sözüyle, hiç bir tutkusu ya da bir gereksinimi olmaksızın, para, şan şeref ya da bilmem ne uğruna didinen biri her zaman budaladır.
Kolay hayat, belki de, beni daha kal­leş, daha az tutkulu ve nihayetinde daha sefil biri yapardı. Sahip olmayan ve olamayacak birinin bitmek bilmez kırgınlığı beni başkalarından ırak tuttu ve ruhumu acılarla bilenmeye mecbur bıraktı, ki bu onu daha arı daha keskin ve daha onurlu kıldı.
Reklam
1,000 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.