Bugün yine 2017'de yaklaşık iki ay kaldığım yer olan Gebze'deyim. 2017'de Gebze Pelitliköy'de Asya Çikolata firmasında tercüman ve proje yönetmeni olarak çalıştığım zaman Gebze Center'in tam karşısında Turkuaz Otel'de kalıyordum. Bugün tekrar Turkuaz Otel karşıma çıkınca içeri girip anılarımı tazelemek istedim. Biraz tuhaf değil mi? Sebepsizce
“Her şeye yeniden başlamak da mümkün değildi. İstesem de mümkün değildi. Nerede kaldığımı unuttuğuma göre, baştan başlamak için de birtakım yetenekler gerekliydi; daha talihli doğmuş olmak gerekliydi meselâ. Yeni bir dil öğrenebilmek için, hiç dil bilmemek gerekliydi.”
Şu kadar ki, bir şeyin hakikatini tamamıyla bilmemekle, o şeyi hiç bilmemek, ya da o şeyi bilinemez diye iddia etmek arasında büyük bir fark olduğunu unutmamak lazımdır.
Kitabın adının ve içeriğinin uyuştuğu bir eser ile daha tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum. “Nereden çıktı şimdi bu kitap ?” diyordu yazar kitabın ilk sayfalarında. Biraz okuyunca nereden çıktığını idrak etmek meşakkatli olmayacak neyse ki.
Yine çoğu şeyin farkında olup hiçbir şeymiş gibi davrandığımız mevzuları halının altından çıkaran güçlü bir
O bölgeden gelip de kuraklığı bilmemek mümkün müydü? ..İnsanların küçük gölün kokmuş suyunu, saf yağmur suyu gibi içtiğini. Bit, pislik, iğrenç kokular içinde yaşadıklarını.