Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz.
"Tek ben öleyim, ben öleyim bin kere, bu çocuklar böyle ölmesin diye...
Bilmezlikten geliyoruz saklandıkları yeri
Arkam önüm sağım solum deme çocuğum, eyvah, ölüm duyacak!
Yollarda çürüyecek bak, canerikleri..."
...
En az onlar kadar biz de çaresiziz. Yanıtı bilmiyoruz çünkü soru sormayı bile unuttuk. Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz
Yanıtı bilmiyoruz çünkü soru sormayı bile unuttuk. Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz.
Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz.
En az onlar kadar biz de çaresiziz. Yanıtı bilmiyoruz çünkü soru sormayı bile unuttuk. Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz.
Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz.
En az onlar kadar biz de çaresiziz. Yanıtı bilmiyoruz çünkü soru sormayı bile unuttuk. Hayatlarımız sağlam bir temele dayanıyormuş gibi yapıyoruz ve bizi asla terk etmeyen huzursuzluğun, kaygının, karmaşanın üzerimizdeki gölgesini bilmezlikten geliyoruz.
Bazı insanlar için yanıt dine dönüştür, bir inanç eylemi olarak değil ama dayanılmaz bir kuşkudan kaçış olarak; bu kararı almalarının nedeni adanmışlıkları değil güvenlik arayışı içinde olmalarıdır. Kiliseyle değil de insan ruhuyla ilgilenen çağdaş zamanların gözleyicisi bu adımı sinirlerin zayıflamasının bir başka belirtisi olarak görecektir.
Geleneksel dine dönüşü bir çözüm olarak bulanlar, dindarlar tarafından sıkça öne sürülen bir görüşten etkilenirler; dinle yalnızca içgüdüsel gereksinmelerimizin ve maddi refahımızın karşılanması üzerine kurulu bir yaşam biçimi arasında bir seçim yapmak zorundayız; eğer Tanrıya inanmıyorsak ruha ve ruhun istemlerine de inanmak için bir nedenimiz –bir hakkımız– yok