“Hayatımın en mutlu ânıymış,bilmiyordum. Bilseydim,bu mutluluğu koruyabilir,her şey de bambaşka gelişebilir miydi ? Evet,bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu..”
Sana hiç yazmadım ve şimdi çok zorlanıyorum. Bu dördüncü başlangıcım. İlkin sadece üç cümle yazabildim sana, sonrasında seni övdüğüm satırlar oldu, yırtıp attım o kağıdı da... Sen benim 13 yaşımın erkek kavramının en yücesi idin. Boyun o kadar uzundu ki, "baban kaç yaşında" dediklerinde, "90" dediğimi hiç unutmadım. Benimle
Şubattan beri kitaplığımda olan ama elimi her attığımda, biraz beklesin dediğim, okuduğum zaman ise neden bu kadar beklemişim diye hayıflandığım bir kitap
Canistan.
Ne kadar ilginç bir ismi var değil mi? CANİSTAN. İsmi üzerinde çok düşündüm, acaba ne anlama geliyor diye? Okumadan önce hiçbir anlam veremedim ama okuduktan sonra CANDAN ÖTE diye
NOT: lütfen kopyalamayınız telif hakkı içerir!
Size yıllar önce tanıdığım ama hikâyesini henüz yeni öğrendiğim bir kadından bahsedeceğim. Bu kadınla bir mezarlıkta tanışmıştım. Ağlıyordu. Bir yakınını kaybetmişti sanırım. Yanına gittim ve baş sağlığı diledim. Yüzüme baktı, gülümsedi. Çok ama çok güzel gözleri vardı. İnsan gözlerine bakınca
Her şey, bir iş görüşmesinde bana sorulan, "İngilizce biliyor musunuz?" sorusuna verdiğim "Evet" cevabı ile başladı. Bu sayede bir otelde güvenlik görevlisi olarak işe başladım. Garip olan ise benim İngilizce bilmiyor oluşumdu. Hem güvenlik görevlisine İngilizce niye lazım olsun ki?
Ortaokul ve lisede altı yıl boyunca
Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu.
Tüm zaman boyunca sessizce seni yazmak ara vermeden , uzun uzun kitap okumak seninle, konuşmak zorunda olmamak, rahatsız edilmeden seni düşünmek, seninle sıcak bi çay içmek, rahat bi uyku çekmek seninle, güneşten çok önce uyanmak seninle, bir yudum kahve içip kokusunu içimize çekmek, sessizliği birlikte dinlemek, gecenin tadını çıkarmak, açıklama
"Hayatımın en mutlu ânıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu ânı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu."
Herkesin bu kadar beğenip yere göğe sığdıramadığı bi kitabı yeni bitirdim ve hiç inceleme paylaşımı yapmayan ben ilk incelememi
Beni rahat bırakın. Bana akıl vermeyin. Yeterince aklım var, keşke daha az şey bilseydim.
...
Benim hiç kimseye, hiçbir şeye ihtiyacım yok. Anlayın artık.