"Beni en çok suçtan arınmışlığım tedirgin ediyor."
Sayfa 7 - ilk cümleKitabı okudu
152 syf.
8/10 puan verdi
Bir roman değil bir destan gibi. Arayışın destanı...Ya da bulmayı amaçlamayan bir arayışın romanı... Bir şiir okur gibi hissediyorsunuz, zira anlatmak değil de hissettirmek üzerine kurulu. Hasanım Ali'nin sözcükleriyle anlatırsak: "Bütün bunların hiçbiri olmaz da siz neden anlatıldığını bile unutup belki yalnızca hikayeyi izler ve kendinizi tıpkı benim gibi, onsuz süren onun akışına bırakırsınız."(s.106) Büyük şehirlere, ormanlara, dağ eteklerine, tanıklık ettiğimiz acılara, çaresizliklere, savaşlara, ölümlere, yaşamalara bakmaya çağırıyor bizi: "… anlatmakla ben onu bir yandan yaşatıp bir yandan öldürüyorsam bu güzel günahın birazı da sizin olabilsin istiyorum" (s.126)
Bin Hüzünlü Haz
Bin Hüzünlü HazHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20194,465 okunma
Reklam
"Çoğu kez yüzlerinde, omuzlarında ve bileklerinde, birer hikaye özeti gibi duran bıçak yaraları olurdu bu tayfaların. Gözlerinde de, bu yaraları açan bıçakların parıltısı… Hatta, geçmişin karanlığında kalacağı yerde tafyaların gözlerinde soluk alıp veren bu çelik mavisi parıltılar kimi zaman öyle keskin oluyordu, öyle acımasız görünüyor ve öyle şiddetli yanıp sönüyordu ki, eminim, ister istemez tayfaların baktığı her yer biraz yaralanıyordu. Kıpırtılar, sesler ve yelkenli gemiler gibi gözüken şimdiki zamanın yüzünde küçük küçük, yara izine benzeyen pencereler açılıyordu yani ve anımsamak istemeyen bir geçmiş, bu pencerelerin gerisinde, alaycı bir sesle küstahça uğuldamaya başlıyordu."
"Seslendirdiği kelimeler daha dudaklarının sıcaklığından kopar kopmaz, orada gördüklerinin şeklini, tadını ve rengini alıyordu çünkü ve böylece o hem her şeyi en ince ayrıntısına kadar uzun uzun anlatmış hem de hiçbir şeyi anlatmamış gibi oluyordu."
Ne yazık ki insanın aradığını hiçbir zaman, hiçbir yerde bulamayacağını da bilmiyormuşum. Bulamazmış oysa. Ona benzer birtakım şeylerle karşılaşabilirmiş belki, çoğu kez bunlardan bazılarını aradığı şeyin ta kendisi sanabilir, hatta onlara bir an için sımsıkı sarılabilir ve işte böylece, insanın algılama zayıflığından doğan tatlı bir yalanın bir süre de olsa oyuncağına kavuşmuş bir çocuk gibi avunabilmiş ama, nedense aranan asıl şey hep insanın içinde kalmış.
Arada bir sesini duyuyor ve şehrin içinde bir yerlerde olduğunu biliyorum ama, çoktan beri yüzünü göremiyordum onun.
Reklam
Henüz kimsenin ulaşamadığı, hatta kimsenin oturup hayalini bile kuramadığı, harikulade bir sonsuzluğa gidiyormuşuz gibi geliyor o sırada. Ya da çoktan varmışız da, varlığımızla o sonsuzluğu süslüyor, büyütüyor ve tamamlıyormuşuz gibi.
Sonra, kim bilir artık ben kapağını bile görmediğim kaç bin kitabın içinde aynı anda, hangi duygularla gezinirken, zaman birdenbire kuşlara dönüştü..
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Aladdin'in varoluşsal çıkmazını içsel monolog ile okurun yüzüne çarpıcı bir şekilde kelime kelime, cümle cümle vuran Hasan Ali Toptaş, bin hüzünlü haz ile arayışın romanını yaratmış.
Bin Hüzünlü Haz
Bin Hüzünlü HazHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20194,465 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.