"İnsan usul usul ölmek için gelir dünyaya. Başlar her gün biraz daha insan olmaya.
Ve ölürken usul usul ne tuhaf; Aşık olur, kedi besler, isim verir eşyaya."
Sevgilim bak, geçip gidiyor zaman;
Aşındırarak bütün güzel duyguları.
Bir yarım umuttur elimizde kalan,
Göğüslemek için karanlık yarınları.
(...)
Bu kekre dünyada yazık geçit yok aşka
Bir şey yok paylaşacak acıdan başka.
Buram buram hüzün kokar mısraları.
Hak etmediği bir şekilde öldürüldüğü için de siz zaten o mısraları hüzünlü okursunuz.
Çok başka bir dili var sevgili Altıok'un.
Hele Cemal Süreya'ya yazdığı şiirleri bambaşkadır.
Bir Acıya KiracıMetin Altıok · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20222,544 okunma
Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Kendi kendini gören bir
Göz gibi oldun mu hiç.
İçe dönük bir göz gibi?
Gözünün bebeğinden
Kaç fersah gördün içini?
Nereye kadar sürdü yolculuğun,
Dehlizin sandığından derin miydi?
Söyle nerede buldun kemiklerimi?
Yüzüğüm herhalde parmağımda değildi!
Bazen düşünür müsün sen de
Başka bir şeymiş gibi kendini?
Kendine yöneliktir sevda dediğin,
Sevgili onu varetmeye yarar ancak.
Açılır üstünde tensel isteğin,
Kılıfında bunalan bu tinsel sancak.
Sense ta derinden bütün benliğinle,
Hazırsındır birine adamaya ömrünü.
Sevdayla buğulanmış gözlerinle,
Görmezsin aynaların sana güldüğünü.
Ama diner zamanla içindeki fırtına,
Toz duman dağılır durulur ortalık.
Bakamazsın bile artık suratına,
Bir hiçtir sevgilim sandığın alık.
Gönlümdeki sevda seli taştan taşa atladı;
Ne kadınlar sevdim de haberleri bile olmadı.
ÇAKILTAŞLARI
Duru bir suyun dibindeki renkli çakıltaşları
Nasıl taşarlarsa oynak renkleriyle biçimlerinden,
Esneterek cansız ve katı sınırlarını;
Tıpkı o çakıllar gibi taşırıyor benim de sesim,
Dilimdeki sözcükleri kalıplarından dışarı.
Acıyla, hüzünle ve umutsuzlukla
Çoğaltarak gün be gün bilinmedik bir aşkı.