Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kanımızı emmek için can atan. Ama bizim kansız olduğumuzu bilmeyen. Damarlarımızda kanın yerine gözyaşının aktığını bilmeyen bir adam. Birazdan gözlerimizin içine bakıp bize yalanlar sıralayacak. Eğer daha önceden duymadığım bir şey söylerse dudaklarından öpeceğim...
"...Ah hocam, babam nasıl bir yaradır içimde bir bilseniz... Ben onun sevgisini kazanmaya çalıştıkça iki misli nefretle gözlerimin içine bakan adam... Babam. Bana öfkeyle bakan gözlerinde bir yudum sevgiyi benden esirgeyen, bana kendimi bir çöp kadar değersiz hissettiren babam."
Reklam
“Çocuk coşku dolu bir geleceğin teminatını ister, yetişkin öyle bir şey olmadığının tasdiklenmesini. Çocuğun arzusu çocukluktan çıkmaktır’ yetişkinin arzusuysa değişim isteğinden kurtulmak.”
Bilinçli yalnızlık, yaratıcı yalnızlık halini aldığında bambaşka bir yaşam deneyimi elde edilir. Yaratıcı yalnızlık çok özeldir. İçinde dinginleşme, dinlenme, derin düşünme, üretme, yaratma ve ilham barındırır. Düşünsenize Dostoyevski evine hiç girmeyen bir adam olsaydı, yoğun bir iş hayatı olsaydı, gecesi gündüzü kalabalık geçseydi, gündüz toplantılar akşam partiler... Dinlenmek için beş dakika bile ayıramıyor kendine, tam bir işkolik, gerçek bir sosyal kelebek, telefonları hiç susmuyor, sürekli internette içerik üretiyor, paylaşımlar yapıyor, videolar çekiyor, sizce Suç ve Ceza ne ara ve neden yazılacaktı ki? Karamazov Kardeşler'i kim düşünecekti? Ecinniler kimin aklına gelecekti? Bütün bu büyük eserler, derin bir düşünmenin, yalnızlığa çekilmenin, içe dönmenin ve yaratım sürecinde stres yapmadan acele etmeden durabilmenin, bu süreci yönetebilmenin bir sonucu değil mi?
80 syf.
5/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap hakkında ne söylesem bilemiyorum, bazen kitaplarda başkalarının görüp benim göremediğim bir şeyler aramaktan yoruldum. “Acaba yazar ne dedi?” “Hmm acaba şu kadehi şuraya koyarken bilmem neyin neyi oldu” şeklinde düşünmek beni yoruyor. 80 sayfalık bir kitabın bir amacı olmalı ya o şey o kitapda vardır ya da yoktor. Bir okur yazarın ne düşündüyünü çözmeye çalışırsa işimiz var demektir. “Kızıl Kahkaha” mesela yazar 80 sayfa yazmış ,savaşı bildiyim cümlelerle deyil ama öğle anlaşılır ruha işleyecek şekilde yazmış ki oturubda bu cümlesinde şu teoremi söyledi diye düşünmüyorsun. 80 sayfalık bir kitabın verdiği şey nettir yani neyi okuyorsan odur . Kitapta karakterini sonuna kadar sorguladığım bir yaşlı amcamız var ,üzgünüm ama fırının önünde kuyruk olmuş ekmek almaya çalışan insanlar üzerinde 10 dakika empati kuran, savaş hakkında bir kelime bile duymak istemeyen adamın , kendi uçkuruna düşkünlüğü yüzünden ,kendi boş anlamsız hayatına bir macera katmak için giriştiği zamparalığın ve o ölüm korkusu kapıya dayanınca, para karşılığında yattığı kadınla empati kurmaya bilmem ona bir şeyler öğretmeye çalışması ,en sonunda yaşlılar ve gençlerin ilişkileri yönünden kitap yazması falan bundan bilmem ne teorisi bilmem ne duygusu yok . Empati kurulucak bir olay örgüsü yok. Tolstoy “İvan İlyiçin Ölümü” daha güzel bir örnek. Bu kitapda yaşlı adam bir şey aramıyor ya da aydınlanmıyor, yozlaşmış kendi bencilliği içinde yaşayan ve kendi zevkleri yüzünden ölen yaşlı bir adam okuyoruz ,fazla anlam yüklemeyin
İyi Yürekli Yaşlı Adam ile Güzel Kızın Öyküsü
İyi Yürekli Yaşlı Adam ile Güzel Kızın ÖyküsüItalo Svevo · İthaki Yayınları · 2021595 okunma
“Belki daimi bir öfke içindeyizdir ve kendimize yetemediğimiz için kendimizden, istediğimiz şeyi hiçbir zaman tam anlamıyla vermedikleri için de başkalarından intikam alıyoruzdur.”
Reklam
“Neyin noksan olduğunu bulmanın amacı onu yerine koymaktır. En azından bir yoksunluğu gidermenin ilk aşaması neden yoksun olunduğunun keşfedilmesidir.”
Bir zamanlar yaşlı ve yoksul bir balıkçı yaşardı; bu balıkçı, yıllardan birinde çok balık tutamamaya başladı. Günlerden bir gün balık tutarken teknesinin yanında genç bir denizkızı su yüzeyine çıktı ve "Çok balık yakalayabiliyor musun? "diye sordu. Yaşlı adam "Maalesef hayır, "diye cevap verdi. "Eğer sana bir sürü balık göndersem bana ödül olarak ne verebilirsin?" diye sordu denizkızı. ''Ah! Verebilecek çok bir şeyim yok ki,'' dedi balıkçı. "İlk oğlunu bana verir misin?" diye sordu denizkızı. "Eğer bir oğlum olsaydı verirdim," dedi balıkçı. "Öyleyse eve git, doğacak oğlun yirmi yaşına basınca beni hatırla; bu konuşmadan sonra çok fazla balık yakalamaya başlayacaksın."
“İsteklerimiz her daim rekabet içindedir ve çoğunlukla birbiriyle çelişir. Dolayısıyla seçim yaparken temel unsurlar feda edilir. Yaşam, insanlar öyle her istediklerini elde edemedi diye değil, arzuları kendilerine hasar vermeye başladığında, istedikleri şey katlanılmaz kayıplara gebe olduğunda trajik bir hal alır.”
Dinle Franko, bu sana son ikazım! Görüyorum da tüm nefretin, tüm inançsızlık savaşın, bizleri harap etmek, bizleri yıldırmak için; adamlarıma uyguladığın yıldırma politikan artık çökmez üzere. Onlara, yalnızca kendinde olduğunu zannettiğin silahlar gösteriyor, öldürmekle tehdit ediyorsun, yapma! Bizler, bu zindanın içerisinde hapsolmuş zavallılarız. Ama unutma ki, en büyük zavallı da bu zindan içerisinde, benim. Bu sana bir tehdit olarak sunulmasın; ben bir yetimim, ne ailem var ne de beni sahiplenecek herhangi bir kimse. Dışarıda karanlıklarda volta atan serserilerden tek farkım, eyleme geçmiş olmamda yatar. Öldüğümde benim için kimse üzülmeyecek, kimse benim ne kadar iyi bir adam olduğumu konuşmayacak; bunların hiçbiri beni tedirgin etmiyor. Ufalanan kırağı gibi, parçalanıp gidiyorum zamanla. Bakışlarını kaçırma Franko, sen de biliyorsun ki birçok kez intihara yeltendim. Oturduğun sandalyede kaç kişinin öldüğünü sana gardiyanlar anlatmış olmalı. Her şeyin varlığının nedenini düşün, adamlarımı bir kez daha tehdit etme, bunu yapma Franko. İnsan olmanın değerini, anlamını biliyorum; bana kasvetli, tehditkâr günlerime dönme fırsatı sunma!
Reklam
Mat 5:28 Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş sayılır
Kendine somut bir şeyler bul. Güvenli olabileceğin bir yer ya da yanlarında güvende olabileceğin insanlar.
Sayfa 292Kitabı okudu
akıllı adam düşmanlarından, aptal bir adamın arkadaşlarından yararlanacağından daha fazla yararlanır.
Sayfa 35
880 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
war is over
iki senelik savaş biraz üzücü bitti. King adam gereksiz uzatmaların da king'i olmuş eyvallah. Bu kitap ekstra gereksiz uzatılmış gibiydi ama. Neyse o kısımları saymazsak ben sonunu begendim (her ne kadar novellayla beraber sekiz kitabin sonunda düzgün bir son isteyen okurlara king tarafından trip mektubu yazılsa da) verdigi son hoşuma gitti (kahroldum) velhasilkelam fena degil ama hicbir sey corak topraklarda yaşadığım duygulari geri getirmeyecek... Kitabi okurlarina adamasi tatli olmuş affettim :3 ayrica justice4callahan favori karakterim underrated king arkandayiz.
Kule
KuleStephen King · Altın Kitaplar · 2011990 okunma
308 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
"Mutlak seveceksin beni ,bundan kaçamazsın!.."
Atsız ''dan okuduğum ilk kitap ,aşık oldum kalemine . Geç kaldığım için üzüldüğüm ama tanıştığım için çok mutlu olduğum bir yazar .Ben lafı uzatmayı sevmiyorum lütfen alın, çizerek okuyun. Paylaştığım alıntılardan ne demek istediğimi anlayacaksınız aklım paylaşmadıklarımda...
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201926,7bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.