Bu tarihin ve coğrafyanın ürettiği her bir kelimeyi,duyguyu, olayı, anıyı, hayali,umudu isyanı unutsak.
Yalnızca bir tane Neşet Ertaş türküsü dinlesek.
Unuttuğumuz her şeyi yeniden hazırlayabiliriz.
''...Gidelim buradan;
Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları, dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim. Hesap etmeden, haritaya bakmadan gidelim...''
"Gözlerini kapat!" dedi kadın. "Gözlerini kapat. Beni düşün. Seni seven diğer kadınları düşün."
Adam gözlerini kapattı. Kadının boğazını sıkmaya devam etti.
Bir daha hiç ayrılmadılar.
İnsan hayatın bir yerlerinde ölüyor aslında. Ruhuyla arasına yaşamak kadar uzun bir mesafe giriyor. Ölüyor insan ve yeniden diriliyor. Umut etmek için diriliyor, başlayabilmek için diriliyor, doğru dürüst bir tek cümle kurabilmek için diriliyor işte.
Sonra...sonrası karanlık.
İsmini hatırlayamıyorum. Belki de hiç öğrenmedim. Çocuklar birbirini isimsiz de tanırlar. Çocuklar birbirlerini topa vurmalarından, saklambaçta gizlendikleri yerlerden, hızlı koşmalarından, misketlerinden, spor ayakkabılarından tanırlar.