Satırlar yazmıştım. Hepsini kaybettim. İlk değildi. Son da olmaz muhtemelen. Yeni başlayan her bir şarkı, daha nicelerini doğuracak farkındayım. Yeniden satırlara boğulacağım. Bir süre sonra sözcükler de boğacak. Satırlar kırılacak. En çok benim canım yanacak. Belki birbirimize bağlıydık. Kolum, kanadımdı belki... Fark etmedim. Denemeyi bırakmadıkça, denediklerim hep beni bıraktı. Çabam bitmedi. Ama çabam beni bitirdi. Bazı şeyler ise hiç değişmedi. Ben de sandım ki bazı şeyleri değiştirirsem, asıl değişmesini istediklerim değişir. Ama benim isteklerime göre şekillenmez çoğu zaman hayat. Her gün gözlerini diktiğin dört duvarın rengini değiştirmekle, başa sardığın şarkıları artık terk etmekle, yalnızca odayı doldurduğunu düşündüğün karanlığı bırakıp ışıkları yakmakla... Bunlarla değişmiyor hiçbir şey. Yalnızca çevresi ile sınırlı kalacak bu değişiklikler. Aydınlanan bir oda, değişen şarkılar... Bu kadar. Özne, yüklemle bağdaşmadığı sürece hiçbir tümleç yardım edemez sana. En azından denedin. Fark ettin. Vazgeçmeyi de bir adım saydın. Tebrik ederim. Belki de az da olsa başardın.
17.53, gün batımı