"Vaziyeti muhakeme ederken ve tedbir düşünürken, acı da olsa, hakikati görmekten bir an geri kalmayınız. Kendimizi ve birbirimizi aldatmak için lüzum ve mecburiyet yoktur."
Sayfa 249 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Aynı denemeyi İslamda görüyoruz. Muhammed, Mekke'de Kureyşlilerin putlarına çatıyor. Onlar da Muhammedle bir uzlaşma teklif ediyorlar. Ona "Sen bizim Tanrılarımıza küfretmekten vazgeç. Bir yıl boyunca hepimiz Lat, Uzza, Menatla, ikinci yıl boyunca da senin Tanrına dua edelim. Senin dinin bizimkinden hayırlı olursa o dine geçeriz. Eğer
Reklam
Ördüğümüz duvarın yorgunluğuyla arkasına sinip çöktüğümüz kendi güvenli bölgemizde, ötekinin atlayıp buraya gelmesini ya da tamamen çekip gitmesini bekliyorduk. Bazı hikayelerin başlamaması için bir an önce bitmesi gerekiyordu.
Hani bazen durup dururken ansızın bir sevinç sarar ya içimizi; derinden çok derinden bir an için de olsa yaşadığımıza memnun olur, yarına umutla bakarız ya! O an bize bütün kötülükleri, acıları unutturuverir. Kendimizi bir çocuk kadar kaygılardan uzak hissederiz. İşte sen o ansın benim için. En güçlü, en mutlu olduğum ansın. En harikulade ansın anlıyor musun?
Sayfa 231 - Mihriban'a Mektuplar - Yağmur AltındaKitabı okuyor
İnsan kendi sefaletini sever ve bir an için sefaletinden uzak kalsa, tekrar sefalet içinde olmak uğruna her şeyi yaparmış.
"İnsanın hayatı, görünmez düşmanlarla çevrili, yorgunluk ve acıyla işkence edilen, az kişinin ulaşmayı umut edebileceği ve kimsenin uzun süre kalamayacağı bir hedefe doğru karanlıkta uzun bir yürüyüştür. Yoldaşlarımız birer birer, kudretli Ölüm'ün sessiz emirleriyle gözlerimizden kaybolur. İnsanın hayatı kısa ve güçsüzdür; ona ve tüm soyuna, yavaş ve kesin bir kader, merhametsiz ve karanlık bir şekilde düşer. İyi ve kötüye karşı kör, yıkıma aldırışsız, kudretli madde amansız yoluna devam eder; bugün en sevdiklerini kaybetmeye mahkum edilen, yarın kendisi karanlığın kapısından geçecek olan insan için, darbe düşmeden önce, gündelik hayatını yücelten yüce düşünceleri beslemek kalır; Kader'in kölesinin korkakça korkularını küçümseyerek, kendi elleriyle inşa ettiği mabede tapmak; tesadüflerin imparatorluğundan yılmayarak, dış yaşamını yöneten başına buyruk zorbalıktan özgür bir zihin korumak; bilgisini ve mahkumiyetini bir an için tolere eden karşı konulmaz güçlere meydan okuyan, yorgun ama boyun eğmeyen bir Atlas gibi, Doğa'nın kayıtsızlığına rağmen, kendi ideallerinin biçimlendirdiği dünyayı tek başına ayakta tutmak."
Reklam
Günlük telaşlar içinde insan hep meşgul. Belki de an az tanıdığı kendisi ve en az kendisi için düşünmeye vakit ayırıyor. Oysa hayat yanından koşup gitmek için değildir, bazen de bir durup düşünmek lazım.
“Şüpheli için hareket durgunluğa yeğdir, zira kendisi bilmese de durgun olan birinin her an terazinin bir kefesinde günahları tartılıyor olabilir.”
Sayfa 233 - KoridorKitabı okuyor
Barker Raporu ve AIE:
Amme İdaresi Enstitüsünün kuruluşu, kamu yönetimi alanın­ daki ilk kapsamlı yenilikti. Enstitünün kurulması fikrini filizle­yen Dünya Bankasının 1951 tarihli "The Economy of Turkey-An Analysis and Recommendations for a Development Program" ("Türkiye Ekonomisi-Kalkınma Programı İçin Bir Analiz ve Öneriler") başlıklı raporuydu. Raporu hazırlayan kurulun başın­daki ABD'li James M. Barker'a atfen rapor, Barker Raporu olarak adlandırılmaktadır.
AĞAÇSAKAL
"Neredeyse Orman'ı sevecektiniz bile demek! Ne ala! Sizden beklenmeyecek bir kibarlık, dedi garip bir ses. "Dönün de yüzlerinize nazar eyleyeyim. Her ikinizi de nahoş bulacağım gibi bir his içersindeyim, lakin gelin aceleci olmayalım. Dönünüz!" Omuzlarına kocaman, yamru yumru boğumlu birer el kondu; kibarca fakat direnemeden
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.