yalnız insanların başucu eseri.
dostoyevski bu romanında insanların beyin kıvrımlarında neşter dolaştırıyor diyebiliriz. kulak verin dostoyevski'ye, o insanlık adına tüm gerçekleri söyleme cesaretini gösteriyor. insanlık...hani şu kibrinden geçilmeyen, hani şu her şeyi bildiğini sanan, hani şu sen, ben, bizler, hepimiz...
kafası karışık bir
Bir zamanlar bir öğrencinin Ustasına sorduğu soru buydu.
Usta o anda cevap vermedi. Ancak birkaç gün sonra, o ve genç öğrenci bir nehrin yanında otururken, susadığını söyledi ve çocuktan oradaki eski bir kirli elekle ona biraz su getirmesini istedi.
Öğrenci başladı, çünkü bunun mantıksız bir istek olduğunu biliyordu.
Ancak, Efendisine karşı çıkamadı ve eleği alarak bu saçma görevi yerine getirmeye başladı. Efendisine götürmek için süzgeci nehre her daldırdığında, ona bir adım bile atamadı, süzgeçte bir damla bile kalmadı.
Onlarca kez denedi, ama kıyıdan Efendisine daha hızlı koşmaya çalıştığı kadar, su elekteki tüm deliklerden geçmeye devam etti ve yol boyunca kayboldu.
Yorgun bir halde Usta'nın yanına oturdu ve "Ben o elekle su alamam. Affet beni usta bu imkansız ve ben işimde başarısız oldum" dedi.
“Hayır yaşlı adam gülümseyerek cevap verdi; başarısız olmadın. Elek bak, şimdi yeni gibi. Deliklerinden süzülen su onu temizledi"
"Kitap okuduğunda devam etti yaşlı usta ; bir elek gibisin ve onlar nehir suyu gibi"
"İçinde akıttıkları tüm suyu hafızanda tutamasan da önemli değil, çünkü kitaplar ancak fikirleriyle, duygularıyla, hisleriyle, bilgileriyle, sayfalar arasında bulacağın gerçekle, zihninizi ve ruhunuzu arındıracak, sizi daha iyi ve yenilenmiş bir insan yapacaktır. Okumanın amacı budur”.
Tam, "Dur, daha yeni tanıdım seni!" derken kitabın bitmesiyle ellerimden kayıp giden bir arkadaş oldu Martin Eden benim için.
İncelememe başlamadan önce bir itirafta bulunmak istiyorum: Bu eseri spoiler vermeden inceleyecek kadar yeterli görmüyorum kendimi. Ona göre okuyun ki incinmesin hayat mücadelesinde yorgun düşmüş yüreklerimiz.
"hayatta her insanın kendini gregor samsa gibi hissettiği zamanları olmuştur"
kafka'nın sembolizmin ve soyut düşüncenin dibine vurduğu hikaye. fiziki bir değişiklikten yola çıkarak, belki de duygu dünyamızda bunun binlerce katı ters değişiklikleri ne kadarda doğal karşıladığımızı yüzümüze vurur. düşünülenin aksine değişen gregor samsa
"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." dedi: "Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Evet Yüzyıllık Haz diyorum çünkü gerçekten öyle. Bana göre kitap yüz yılın değil tüm zamanların en iyi kitabı. Okurken yaşadığım hazzı anlatmam için yeni bir kitap yazmam gerekir. Çünkü kitabı anlatmaya inanın kelimeler yetmez. Kitabı hala okumayan varsa dünyanın en şanslı kişisi olabilir bence. Böyle bir kitabı sıfırdan okumaya başlamak için
Sitedeki iyi niyetli arkadaşları bir konuda uyarmak istiyorum.Bu anlattığımı yapan kişilere dikkat edin ve paylaşımlarını beğenmeyin arkadaşlar.Aynı anda 15 kitaptan alıntı paylaşıyor bazı üyeler.Onlara bir iki çift lafım var : Kitabı okumadığınızı belli ediyorsunuz sadece.Ezik bir görüntü veriyorsunuz bilginiz olsun.Ben okumayı sevmiyorum, burada
“Başka bir gezegene, oradaki kayaların yapısını incelemek için araç gönderebilecek kapasiteye sahip bu şizofrenik insanlık, milyonlarca insanın açlıktan ölmesini umursamayabiliyor. Mars’a gitmek, yanı başındaki komşuya gitmekten daha kolay görünüyor.” Demiş Jose Saramago 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonraki konuşmasında. Aslında
İncelemeye başlamadan önce sizinle bu kitapla ilgili çok şaşıracağınız, sıra dışı bir bilgi paylaşmak istiyorum: Dostoyevski bu kitabı kumar borcunu ödemek için sipariş üzerine sadece 25 gün........
Kızmayın hemen, küçük bir şakaydı arkadaşlar... :) Bu kitap hakkında konuşurken bu bilgiyi vermeyenleri Sibirya'ya kürek cezasına
1- Kitapla alakasız, anket iletilerinden geçilmiyor. 1k özünden kopuyor. Alıntılar, incelemeler, arka planda kalıyor.
2- 'Keşfete bi giriyorsun, saçma sapan bir sürü şey'. Bi tane güzel paylaşım okuyamıyorsun.
3- Keşfette 4 sekme var. En yeniler yükselenler ilgi görenler vsvs. Bunlar ne işe yarıyor, hangisine bakmalıyım. Yüksenlelere sn başına 100
beynimin içinde nasıl bi mekanizma işliyor çok merak ediyorum. bu kadar fazla düşünce ve karmaşıklığa rağmen nasıl devreler yanmıyor. ucu bucağı yok.
Oturduğum yerde daldan dala, derelerden tepelere, okyanusların dibine, bulutların üstüne çıkıp iniyorum. bir anda her şeyi yakıyor geri söndürüyorum. hayret bişey 😄☺️🤦
Zeynep ÖNER✍️
Kitabın 113. incelemesini yapan bir okur olarak baştan ifade etmek isterim ki, kitabın içeriğine, yazıldığı döneme, yazarın içinde bulunduğu şartlara, teknik özelliklerine ve benzeri konuların detaylarına girmeyi pek düşünmüyorum. O nedenle, kitabı henüz okumayan okurların sitedeki birbirinden değerli incelemelere göz atmalarında fayda var...
Ben
Arkadaşlar selam.
Uzun bir süre oldu, sanırım 1.5 yıldır inceleme yapmıyorum. Bunun sebebi zorlu bir dönemden geçtim, kafa olarak iyi değildim; yeni yeni toparlanabildim.
Aklımdan inceleme fikri geçmiyordu, ancak son zamanlarda yazdığım bazı incelemelerden çok güzel dönütler aldım, kenarda köşede yazdığım bazı lakırtıların okurlar tarafından