Bilge Karasu bir kitabında şöyle bir anektod paylaşır: Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş. Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa, acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişesiye balık boğuluvermiş denizde. Ve eklemiş Bilge Karasu: Tuhaf değil mi, kurtarmak istediği şeyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sanan kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması?
Şu anektod çok meşhurdur; “Aynı sirkeyi tadan üç bilgeden Konfüçyüsçü olan sirkeyi ekşi, Budist olan acı, Taocu olan ise tatlı olarak tanımlamıştır.” Bu anektod bu üç dini felsefenin hayata nasıl baktıklarının özetidir. ‘Konfüçyüs’ toplumda gördüğü ahlaki yozlaşmadan dolayı hayatı ekşi bulur ve kurallarla bu yozlaşmayı düzeltmeyi hedefler. ‘Buda’ hayatın özünü acı çekmek olarak görür ve acı çekmeye sebep olan arzu ve isteklerimizi sönümlendirmenin yolunu gösterir. ‘Lao Tzu’ ise doğa ile uyumlu bir yaşamın insanı mutlu edeceğini söyler.
Reklam
GAVURA GAVUR DEME HAKKI
Son okuduğum kitapta bir cümle: "Gavura bile gavur denmeyecek; benim kaynatam böyle öğretti bize." (Ahir Zaman Gülüşleri, s.15) Araştırdığım da bu sözün hikayesi epeyce eskiye dayanıyor. Önce bir anektod paylaşayım: Komşularımızdan Hacı Süleyman efendi adında bir ticaret gemisi kaptanı şaka olarak bize ‘Sizin Tanzimatınızın yüzünden
“Bilge Karasu bir kitabında şöyle bir anektod paylaşır: Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş. Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa, acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişesiye balık boğuluvermiş denizde. Ve eklemiş Bilge Karasu: Tuhaf değil mi, kurtarmak istediği şeyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sanan kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması?”
18.03.2024
Bilge Karasu bir kitabında şöyle bi anektod paylaşır; Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş.Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa, acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişesiye balık boğuluvermiş denizde. Ve eklemiş Bilge Karasu: Tuhaf değil mi, kurtarmak istediği şeyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sanan kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması?
1k uygulamasında açık hesap kapalı hesap olmaması beni çok şaşırtıyor. Düşünsenize birisi çok güzel incelemeler, alıntılar yazıyor ama hesabı kapalı ve senin isteğini kabul etmemiş. Her şey herkese bu kadar açıkken kimse doğru düzgün beğeni yapmıyor kıymet bilmeyişinizi biraz düşünün diye küçük bir anektod.
Reklam
Kabul edilmiş bir hata, kazanılmış bir zaferdir.
BOYA SANDIĞI
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Biyografisini okurken alt tarafı boya sandığı, ne istiyorlardı ki ya deyip geçiyorsunuz ama... Nurullah Genç'in boya sandığını her seferinde kıranlar, ekmeğini kazanmasının önünde engel oluşturanlar aslında nasıl değerli bir ûstadı yetiştirmeye vesile olduklarını bilmiyorlardı... Sevdiğim bir anektod vardır;bazen Allah tüm kapılarınızı,pencerelerinizi kapatır sizi dışarıdaki fırtınalardan korumak ve size onları güneşli günlerde açmak üzere...
Nurullah Genç
Nurullah Genç
hocamın yaşamı bunun güzel bir örneği gibi...Gençlerimize de yaşam mücadelesi,azmi örnek olsun,kimse hiç bir zaman umutsuzluğa kapılmasın. Kendisine derinden saygı ve sevgilerimle selam olsun...
hikaye bu ya;
Bilge Karasu bir kitabında şöyle bir anektod paylaşır: Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş. Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa, acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişesiye balık boğuluvermiş denizde. Ve eklemiş Bilge Karasu: Tuhaf değil mi, kurtarmak istediği şeyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sanan kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması?
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.