Yaşa
Sevmek engel değil, Görmek yüreğinle Hissettir mutluluğu kalbinle, Dök içini,gözyaşların hüzün değil. Geniş bir ağacın gölgesinde, Yaprakların sesini dinle, Gözlerini kapat Minarelerden yankılanan ezanı bekle... Anektod; yaş murada ermeden anı yaşa, Erdi mi arar durursun avare gibi gençliğini. Suat Erdoğan
Bilge Karasu bir kitabında şöyle bir anektod paylaşır: Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş. Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa, acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişe siye balık boğuluvermiş denizde. Ve eklemiş Bilge Karasu: Tuhaf değil mi, kurtarmak istediği şeyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sanan kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması
Bilge Karasu
Bilge Karasu
Reklam
Bilge Karasu bir kitabında şöyle bir anektod paylaşır: Adamın biri bir deniz balığı tutmuş günün birinde, o kadar sevmiş ki yanında hep kalsın istemiş. Her gün suyunu tazelermiş, denizden kova kova çekip taşıyarak. Bir süre sonra usanmış deniz suyu taşımaktan, musluk suyunu denemiş. Balık biraz tedirgin olmuş ama alışmış sonunda tatlı suya. Gel zaman git zaman adamın içine merak olmuş, tatlı suya alışan balık havaya da alışır mı diye... Balık önce boğulayazmış, debelenmiş, sonunda havaya da alışmış. Günlerden bir gün adamın denize gideceği tutmuş. Balığı da yanında. Koymuş onu çakıllığın gölgeli bir köşesine, kendi de denize girmiş. Çocuklar geçiyormuş oradan o ara. Balığı görmüşler. Nasılsa, acımışlar, bu balık karaya vurmuş, yazık, denize atalım, demişler. Adam deliler gibi yüzüp yetişesiye balık boğuluvermiş denizde. Ve eklemiş Bilge Karasu: Tuhaf değil mi, kurtarmak istediği şeyi kurtarmak için ne gerekiyorsa yaptığını sanan kişinin, ömrünün sonunda o şeyi boğmakta en büyük payı kendi eliyle getirmiş olduğunu anlaması?
1k uygulamasında açık hesap kapalı hesap olmaması beni çok şaşırtıyor. Düşünsenize birisi çok güzel incelemeler, alıntılar yazıyor ama hesabı kapalı ve senin isteğini kabul etmemiş. Her şey herkese bu kadar açıkken kimse doğru düzgün beğeni yapmıyor kıymet bilmeyişinizi biraz düşünün diye küçük bir anektod.
#Hikâye Etkinliği: Vehmi Efendi
"Öyle kendi başında, garip olduğu mahalleli tarafından tescillenmiş bir adamdı Vehmi Efendi. Ege'nin bir ilçesinin kenar mahallerinde misket oynamış, bisiklete binmiş, mürekkep yalamış, aşık olmuştu. Hayatı boyunca pek şehir dışına çıkmasa da, okumuş etmiş, buraya göçenlerden, turist olarak gelenlerden koparabileceği ne bilgi kırıntısı varsa
Bir gün kəndə getmişdim, gördüm kənddəki tay-tuşlarım eşşəklərə kanistrləri yükləyib gedirlər bulaqdan su gətirməyə. “Ya Allah!” deyibən, mindim eşşəklərin birinin tərkinə, rəvan olduq yola. Sözüm onda yox, yazıq eşşək gedəndə məni daşıdı, gələndə də 10 kiloluq 4-5-dənə kanistri. Sözüm onda da yox. Yolda gedəndə bir növ cavan da qoşuldu bizə. Orda
Reklam
154 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.