1 NİSAN ŞAKASINI MÜSLÜMANSANIZ ASLA YAPMAYIN.
1 Nisan'da aslında ne oldu? Endülüs'teki 1 Nisan Müslüman katliamı bugün şakalarla kutlanan hile günü mü? 1 Nisan olayının aslı şöyledir;
15. yüzyılın sonlarında Haçlı ordusu İspanya’daki Endülüs Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen kış aylarının da etkisiyle
ÖYKÜLENDİMDE GELDİM!
Şimdi ne anlatsam ki?
Ne yazsam ki?
Nasılda işlemiyor parmaklarım senin adına bir şeyler yazmaya…
**Zaten işkence nedir?
İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça, işkence sade bir fizyoloji meselesidir. Etlerimiz, sinirlerimiz dayanabildikleri kadar dayanırlar.
Sonra, tabiat ne emrederse, o olur.
Ama ruhumuzu
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..
Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
Hani okuduğumuz kitaplarda , yazarın, kahramanların ve hatta başka okurların hayatları vardır ya, o hayatları hissetmeyi seviyorum. Onların yerinde olduğumu hayal ediyorum. Bir çok kitapta böyle olsa da bu kitap için hayal etmeye gerek yok.
Devir dönemini çocukluğum ve mesleki hayatım yılları içerisinde farklı zamanlarda yaşanmış olsam da
Bu Hayatta bir Anam var, bir diğeri Zübeyde Hanımdır!
Bu Hayatta bir Babam var, bir diğeri Ali Rıza Efendi’dir!
Bu Hayatta bir tek ATATÜRK’üm var!
O da; Başkomutan!
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu,
Anafartalar Kumandanı! Gazi! Mareşal! Başbuğ!
Mustafa Kemal ATATÜRK’tür….!!!
1908’de ki Mustafa Kemal düşmanları kim ise; 1915’te ki de onlardır.
29 Ekim 1923 sabahı…
Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithaldi, pirinç ithaldi,
“Milletimizin zalim olduğu iddiası da sırf iftiradan, baştan başa yalandan ibarettir. Hiçbir millet, milletimizden daha çok yabancı unsurların inanç ve âdetlerine riayet etmemiştir. Hatta denilebilir ki, başka dinlere mensup olanların dinine ve milliyetine riyetkar olan (saygı gösteren) yegâne millet bizim milletimizdir.”
–
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" sözünden de anlaşıldığı üzere Mustafa Kemal Atatürk bizlere Cumhuriyeti emanet etmiştir.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da ölüm yıldönümünde ATA'mızı saygıyla, sevgiyle ve minnetle anıyor, Allah'tan rahmet diliyorum.
Atatürk kendisi için yaşamayı seçmedi hiçbir zaman. Türk kadınına örnek bir figür olan Latife Hanım’la evlendi; iyi eğitimli, iyi derecede yabancı lisan bilen biriydi çünkü. Bu da annesinin vasiyetiydi. Bu yüzdendir Latife tercihi... Hiçbir şey kalbinden koparıp atamamıştır Fikriye'yi.
Atatürk’ten Fikriye Hanım'a;
“İçsem de bir kadeh
Bu incelemeyi değerli Tuco Herrera'ya ithaf ediyorum, Aziz Nesin'in öz evladı olsa, kendisini ancak bu kadar sevebilir, bilenler bilir. :) Bir Aziz Nesin kitabı okumamı istiyordu ve Ankara toplantılarımızın birinde bu kitabı hediye etti sağolsun, onunla tanışma kitabı olarak en iyi seçimin bu olduğunu söyledi. Yazarın çok fazla kitabı var, benim
İlber Ortaylı tarih kitaplarını severek okuduğum, konuşmalarını severek dinlediğim şahsiyet.
Şermin Yaşar diğer türleri de başarıyla temsil etmekle birlikte çocuk edebiyatının en kıymetli yazarlarından.
Ve gördüğünüz kitabı iki başarılı isim birlikte meydana getirmiş.
"Mustafa Kemal cephede bile kitap okuyacak kadar gerçek bir kitap tutkunudur. Biraz da
“Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya, insanlar, motor sesleri, sis, akıp giden su… ne yapsam... ne yapsam... her yerde bir hüzün tortusu…”