Muazzam bir eseri geride bıraktık ve en başta söylemem gerekiyor ki uzun bir inceleme olacak. Ömer Seyfettin adına sitemizde belki de en uzun inceleme olacak. Bunun 2 temel sebebi var. Birisi yazarı tanıtmak ve onun eserlerine olan saygıyı göstermek, diğeri de eklenen kitapların çok fazla olması hasebiyle bilgi kirliliğini engellemek. Bu yüzden
Bir yanlış yapanın yapabileceği en kötü şey, yanlışını haklı çıkarmaya çalışmaktır. İnsan yanlış yaptığını düşünmez ve sürekli bir özür aramaya çalışırsa, tevbe etmez ve doğruya yönelmek için çabalamaz.
Arap atasözü der ki:
رب عذر أقبح من الذنب
Bazen mazaret, günahın kendisinden daha beterdir.
.
Bir milâdî yılı daha hitâma erdirdik,
bir milâdî yılın bidâyetine şahit oluyoruz.
Müslüman için elbette yılbaşının sembolik anlamda hiçbir değeri yoktur, mânâsızdır, fakat ne de olsa bir kendine dönüş, kabuğuna çekilip kendini tefekküre, murakabeye sevketmek için güzel bir fırsat olarak kullanmak eminim ki yeridir.
"Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekin." buyuruyor Hz. Ömer (رضي ﷲ عنه).
Geriye dönüp şöyle bir bakalım:
Son 365 günde ne başardım?
Neye emek verdim?
Ney için koşturdum?
Peşinden gittiğim gayeler, beni huzura, gerçek mutluluğa, gönül hoşnutluğuna ve rızâ-i ilâhî'ye götürüyor mu hakikaten?
Kaç gönlü vîrân eyleyip, harabe bıraktık?
Hiç olmazsa gönül tamir ettik mi?
Bir gönüle girebildik mi?
Üzerine ciddi ciddi düşünmemiz gereken hususlar...
"Zaman kılıç gibidir; ya sen onu kesersin, ya da o seni." der bir Arap atasözü.
Bu önümüzdeki 365 günde zamanı kesenlerden olalım.
Kendimizi, çevremizi ve toplumumuzu olumlu anlamda değiştirmek için elimizden geleni yapalım, mücadele edelim, çalışalım.
İşimiz, vaktimizden çok!