Günlerin Köpüğü, şiirsel, fantastik veya tersten okunuşuyla trajik, yergisel, karamsar ve hepsinin ötesinde ironik bir yapıt...
Bunca sıfatı içinde barındıran eserde bir bölümden diğerine geçerken az önceki duygudan ustalıkla koparılan okur, imgelerin peşine düşmenin hazzını yaşayabileceği gibi teslim olmayı da seçebilir.
Okura tercih sunmayı
''Karın varsa derdin var, ama karın olmayan bir kadınla daha büyük derdin var demektir.''
(s. 710)
Anna Karenina'nın yazıldığı dört yıl boyunca (1873-1877), Lev Tolstoy, kafasını meşgul eden tüm meseleleri eserine aktarır. Her fırsatta, roman yazarı, kalemini, deneme yazarına bırakır. Hikayenin akışı, yazarın kır ekonomisi, hayatın anlamı,
"Safahat," Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri olan ve ünlü şair Mehmet Akif Ersoy'a ait bir şiir kitabıdır. Eser, 1911-1936 yılları arasında yazılmış şiirlerden oluşur ve Türk milletinin duygularını, düşüncelerini, inançlarını ve kahramanlık ruhunu yansıtan derinlemesine bir yapıttır.
Kitabın İçeriği ve
Brontë Kardeşlerin en küçüğü, Anne Brontë'nin kalemiyle de tanışmak, sonunda nasip oldu.
Emily Brontë ve Gotik eseri Uğultulu Tepeler, şöyle ayrı bir yerlerde dursun... Anne'nin Agnes Grey'de seçtiği konu ve yazım tarzı, büyük ablası Charlotte'un eserlerini anımsattı bana. Tıpkı Charlotte'un Jane Eyre ve Lucy Snow karakterleri gibi, Agnes Grey'de
Kürt şiirinin mihenk taşı sayılabilecek bir eserdir Melaye Ciziri Divan ı .Başucu kitabı olarak raflara yerini almalı diye düşünüyorum . Birbirinden güzel şiirler , kalıplaşmış mazmun cümlelerle kendinizi rüya alemindeymiş gibi hissediyorsunuz . Şiddetle tavsiye ediyorum herkese .Özellikle kendi dilinde Kürtçe olarak okunması halinde daha bir
"Şiir yalnızlığın dostudur", der Cervantes.
Hyperion romanı da, şiirsel bir dille yazılmış yalnızlığın yolculuğudur adeta. Aynı zamanda mitolojiyle pekiştirilmiş, zenginleştirilmiş mektuplardan oluşmuş bir arayışın öyküsü.
Alman lirik şair Johann Christian Friedrich Hölderlin (1770-1834) hüznü ve yalnızlığıyla delirmiş, belki de
AŞK AŞKIN ARACIDIR.
Binlerce söz söylenebilir bir duyguya,
Binlerce anlam yüklenebilir bir duruşa,
Zamanlardan geçilir,
bir an’dan geçilmez.
Yutkunamamanın verdiği duyguyu sayfalarca sözcük cümleye dönüşüp anlatamaz. Cümle kapısı aşkta kifayetsiz. Cümle kapısı aşkta çaresiz. Ya Züleyha…
Mektup yazmak istiyor Züleyha. Önünde papürüsten kağıt
*Halil Cibran çok okunan bir yazar, öncelikle Ermiş adlı kitabını okuyorlar ama ben başlamak için Kırık Kanatlar'ı tercih ettim, Ermiş sırada.
*Kırık Kanatlar, Arapça yazılmış ve ilk olarak 1912'de New York'taki Meraat-ul-Gharb matbaası tarafından yayınlanan şiirsel bir romandır. Kırık Kanatlar, acımasız toplum yapısının kıskaca aldığı bir aşkın
ROMEO VE JULİET;gerçek sevginin ve aşkın hikayesi.E tabi William Shakespeare’in fırınından çıkınca gerçekten duygusal niteliği ağır basıyor.İki düşman aile ve iki nefret ancak o nefretin içinden bir aşk filizleniyor.Öyle bir aşk ki,ölümün bile ayırmadığı bir sevda hikayesi.Kitabın bitmemesi için yavaş yavaş okudum,diyalogların şiirsel bir nitelik taşıması da ayrı bir güzelliği Shakespeare’in.Tiyatro metinlerine merak sardığım şu sıralarda Shakespeare’in diğer bir eseri olan Hamlet’i okumayı düşünüyorum büyük bir heyecanla,ancak Romeo Ve Juliet’in yeri her daim benim için bir başka olacak.Bir kitap insanı ne kadar etkileyebilir ki? Evet,beni tam bir hafta etkiledi,bazen açıp bazı diyalogları tekrar okuyorum,o ana tekrar dönüyorum,bazen Juliet’in balkonunda olup o aşkı tekrar haykırıyorum,bazen sonunda ölüm dahi olsa o yârime kavuşuyorum bazen de sevda uğruna zehir içip ölüyorum…Evet,bu kitap beni derinden etkiledi ve sizleri de derinden etkileyeceğini düşünüyorum.Herkesin bir Julieti,Aslısı,Leylası ve Şirini illa ki vardır…
Romeo ve JulietWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202260,2bin okunma
EĞER DEĞER GÖRÜRSENİZ İSTEDİĞİNİZ ZAMAN,İSTEDİĞİNİZ YERDE BU YAZIYI KULLANABİLİRSİNİZ.PAYLAŞIN ARKADAŞLAR,İSTEDİĞİNİZ YERDE PAYLAŞIN Kİ BU KİTABI OKUSUN HERKES,EKSİK KALMASIN HİÇKİMSE.ADIMI KULLANMANIZA DA GEREK YOK.SAYGILAR...
“Önce içindeki, yüreğindeki zinciri kopar, başkaldır. Sonra dünyanın bütün zincirlerini kır, tekmil kötülüklere
SON DANS -1
O eve hiç gitmek istemiyordum. Yine de ayaklarım sürüklüyordu beni. Yol boyunca öylesine değişik duygularla yürüdüm ki. Sanki bir şey olsun, bir şey olsun da beni yolumdan alıkoysun istedim.
Zaten bir süredir kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Yorgunum. Hiçbir yere sığamıyorum. Bir boşluktayım sanki. Boğulduğumu, nefes alamadığımı
Biz bütün bunları, parçaları kısa bir süre önce bir araya getirilen şiirsel bir denemeden öğreniyoruz. Bu deneme, dünya yazınında ve dinsel düşüncede Kitabı Mukaddes'in Eyüb kitabı tarafından üne kavuşturulan acı çekme ve teslimiyet konusunu ele almaktadır. Sümer şiiri kapsam genişliği, anlayış derinliği ya da ifade güzelliği yönünden diğeriyle hiçbir şekilde karşılaştırılamaz. Onun önemi, insanoğlunun çok eski, fakat yine de çok güncel olan acı çekme sorununu ele alma yönünde -Eyüb kitabı'nın yazılmasından bin yılı aşkın bir süre önce- yapılan kayda geçmiş ilk girişimi temsil etmesindedir.
"Geleceğe kalmalıyım. İlgimin odağı, geleceğe kalmalısın.
Şiir işte bu yüzden yazılır diyorum. Şiir, sonraya kalacak olan nadide bir güzeldir. Güzeli anlatacak olan, yalnızca, güzele çıkandır. Sen bende şiire çıkıyorsun."
Merhaba!
Dün, Fihrist Kitap'tan yeni çıkan, Ömer Alkan'ın en son kitabı olan 'Güzel'i okudum. Alkan'ın arka