Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
yirmisinde bir delikanlı taptaze sekiyor yamaçta bir gece kuşu ötüyor kara ağaçta çaylıklar hayın karaya kesmiş havada bir rüzgar ikircikli esmekte gözbebekleri tekmil kıpırtıyı kesmekte tabancası hep mermi sapına kan donatmış üç hasımda sektirmeden üç kertik atmış yoruluyor üç kertikli gözleri yoruluyor üç kertikli dizleri ve çöküyor
Reklam
SANA GELİYORUM SANA Görmeden, doğduğum gecenin seherini Ellerim değmeden anama, Ve günah izi yokken dudaklarımda, Bebeklere has bir dille ağlayarak, SANA geliyorum SANA Çırılçıplak
Aşk dedikleri ne imiş Bir avuç umut imiş Ateş içinde yanan Aciz bir kul imiş... Cansu tok
Çölle sıcak, insana suyu düşündürür: Uzun bir yaz günü, bir çöl yazının günü, bir delikten ateş kuyusuna iniyor gibi, gittikçe eriyerek yürüyen asker için bir içim sudan, yüzüne serpilmiş bir avuç sudan mukaddes ne olabilir?
Bugün sana gelemiyorum çünkü yüreğim kanarken sana gelemem.Yüzüme bakınca yüreğimi en iyi sen görürsün.Gözlerimden ıstırabımı en iyi sen okursun.Belki 30 yıl önce,bir bayram sabahı,annemin avuçlarına kapanıp ağladığım gibi ağlarım bugün...O zaman sen yıkılırsın.Hayır!Görme ağladığımı,duyma hıçkırıklarımı,ben ağlayacak bir köşe bulurum...
Reklam
Barışın Tadı
Bir ağaç, kesebilirler ağacı, Ağacın ne gelir elinden? Biraz çaba, testere falan, Eh, az çok da zaman, Ağaç devrildi gitti. Bir kuş, vurabilirler bir kuşu Bir el ateş ya da bir iki taş Bir avuç tüy düşer toprağa. ... Eugène de Guillevic (d. 5 Ağustos 1907 Carnac, Morhiban - ö. 19 Mart 1997 Paris) 20. yy'ın ikinci yarısının en önemli Fransız şairlerinden. Asker olan babasının görev yerlerini değiştirmesiyle 1909-1919‘a kadar sırasıyla Jeumont, Saint Jean-Bréveldy ve yukarı Ren-Faret'te yaşadı.
"Annem biraz ateş istiyor." dedi çocuk. Ağırlığını bir ayağından öbür ayağına vererek orada duruyor, gözünü değirmen kenarındaki talkandan ayırmıyordu. Çocuk çocuktu. Onun imrenerek ve açlıktan kıvranarak bakışı kimi etkilemez! Şeyde ona bir avuç verdi. Çocuk da hemen başını eğip talkan dolu avucunu ağzına götürdü. Mutlu mutlu soludu.
Timurlenk
Onca masanın, sandalyenin hiçbiri boş değil; bu yüzden kendilerine oturacak yer bulamadan oradan oraya gezen gariban bir grup var salonda. Çoğu genç, bakımsız, yoksul ama zeki bakışlı erkekler. Biri de genç bir kadın. Birbirlerinden hiç ayrılmadan o masadan bu masaya geziyorlar, oturacak bir tek sandalye bile bulamadan. Bırakın onları
Sayfa 262 - Edebi ve ebedi gölgelere dairKitabı okudu
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
NG'da bir belgeselde, bir zat konuşurken altta meslek alanında "Virüsolog- Virolog" yazmıştı. Bende amma karizmatik ya demiştim . Dünyaya bir daha gelirsem Virüsolog- Virolog olmak istiyorum. İşte kitaptan bazı ilginç bilgiler. Sonrasında da düşüncelerim
Dünyamızı Değiştiren On İki Hastalık
Dünyamızı Değiştiren On İki HastalıkIrwin W. Sherman · İş Bankası Kültür Yayınları · 2016248 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
" sana gelemiyorum çünkü yüreğim kanarken sana gelemem yüzüme bakınca yüreğimi en iyi sen görürsün gözlerimden ıstırabı en iyi sen okursun belki 30 yıl önce bir bayram sabahı annemin avuçlarına kapanıp ağladığım hibi ağlarım bugün .... o zaman sen yıkılırsın . Hayır! Görme ağladığımı duyma hıçkırıklarımı ben ağlayacak bir köşe bulurum ...."
Bir Avuç Ateş
Bir Avuç AteşHasan Nail Canat · Genç Timaş Yayınları · 2020293 okunma
1917 Gazze Kuşatması
"Türkler ürküten, delice bir mücadele gücüne sahip. Savaş kabiliyetlerini tamamen yitirdiler ama hâlâ çarpışmaya devam ediyorlar. Bir avuç Türk'ün siperlerde mahpus olduklarını bile bile ateş kesmemeleri ve mücadele etmeleri yüzünden zaman kaybediyoruz."
Sayfa 227 - İngiliz General Allenby anılarındanKitabı okudu
1.024 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.