Babalarımın düşünsel yaklaşımları birbirine tümüyle zıttı. Bir babam bana zenginlerin daha çok vergi vermesi, dolayısıyla daha az şanslı olanlara bakmaları gerektiğini öğretmişti. Öbür babamsa, "Vergiler, üreten kesime ceza, üretmeyen kesime ödüldür," derdi.
Bir babamın öğüdü, "Çok çalış ki iyi bir şirkette iş bula bilesin,"
Kiiçıik alışveriş mağazasının önünde kamyonetine binerken, zengin babanın öğüdü şuydu: “Çalışın çocuklar, maaş gününü ne kadar çabuk unutursanız, büyümeniz o kadar kolay olur. Beyninizi kullanın, ücretsiz çalışın, çok değil kısa bir şiire sonra aklınız size benim ödeyebileceğimden çok daha fazla para kazanma yolları gösterecektir. Başkalarının asla göremediği şeyleri göreceksiniz. Fırsatlar önünüze çıkacak. Ço ğu kimse bu fırsatları asla görmez, çiinkü onların aradığı para ve güvencedir, buldukları da bııdvır. Fırsatı yakaladığınız andan itibaren, yaşamınız boyunca onlardan bol bol görürsünüz. Bunu başardığınız anda, size başka şeyler öğreteceğim. Bunu öğrenirseniz, hayatın cıı büyük tuzaklarından birinden kurtulmuş olacaksınız. Bir daha asla ve asla o Katran Lolita’ya el sürmeyeceksiniz.
Benden size baba öğüdü. Siz, siz olun, sakın çocuğunuzu memur yapmayın. İster şoför olsun, ister berber.. Yeter ki bir zanaatı, bir altın bileziği bulunsun.
Sana baba öğüdü: "Akıl veren çok olur ama,tekerlendin mi elinden tutan bulunmaz. Kurnazlığın bir ucunda yalan var. Yalan dersen erliğe uymaz! Kancık işi..."