Amerikalı misyonerler Ermeni çocuğu aramak bahanesiyle ellerini en halis, en masum Türk evlerine sokarak beğendikleri çocukları bütün bir mahalle halkının feryatları, şikâyetleri arasında istedikleri yerlere alıp götürmüyorlar mıydı?
Hangi ananın "Bu benim evladımdır?" diye haykırmaya hakkı oluyordu?
Hangi babanın adalet istemeye dili varıyordu? İnsan vicdanı, bu Hıristiyan taassubunun karanlığı içinde boğulup gitmişti.