Babam Dağıstanlı Muhammed Fâzıl Paşanın bütün hayatına ait kendi ağzından işittiğim ve benim şahit olduğum enteresan hakiki vakaları daima aynen yazmak isterdim. Fakat bir türlü mümkün olmuyordu. Üç sene evvel geçirdiğim mühim bir hastalık sırasında şöyle düşünüyordum: Ölürsem, bu hatıralar da benimle gömülecek, diye çok müteessir olurdum. Şayet
Bir kız arkadaşım vardı babası ölmüştü. Onun ricası üzerine , babama yazdığım bütün mektupları şöyle bitiriyorum “Babacığım ben ve arkadaşım Lera sana sevgilerimizi gönderiyoruz” Herkes bir babası olsun istiyordu.
Reklam
YARIN DİYE BİR ŞEY YOKTUR Kendimi hafifçe heyecanlı hissediyordum: Bir sürü sıgara içmiştim; son olsun diye bir tane daha yaktım. Bu biter bitmez yatağa girmeliydim: Yarın vücudum dinlenmiş, zihnim açık olmalıydı. Sigarayı içerken Hâmid’den ve mesela bir Davalaciro diskuru veya Ankara’nın ünlü eleştirmecisinden, kendi diliyle yazılmış bir söyleşi
‘Deney’ Filmi : Bir Mürekkep Testi Olarak Film
Sosyal psikolog Zimbardo ve arkadaşlarının ‘hapishane deneyi’ diye bilinen çalışmalarından esinlenen ‘Deney’ filmi, gösterime girmesinin üstünden yıllar geçmesine karşın, bugün de izlemeye değer. Bu yazıda, filmin anlatıbilim açısından çözümlemesini yapmak yerine, psikoloji için anlamına odaklanıyoruz. Araştırma Etiği ve Etik İhlaller Film
Dinlenip elbiselerimizi değiştirdikten sonra eski emir tarafından çağrıldık. Harem dairesinde huzuruna çıkıp selam verdik ve elini öptük. Hafifçe sağa doğru eğilip oturmamız için yer gösterdi. Merhabalaştıktan sonra “Efendimiz nasıllar?” diye sordu. Ben “Çok iyiler, size selamı var ve zatıâlinizi görmek için sabırsızlanıyor. Sizinle Mekke’ye
''Ben burada bir acıya sürgünüm. Hasretin canıma yetti. Ama ne yaparsın eninde sonunda ekmek parası işte. Kimse kimseye boşa lokma vermiyor. Geçim derdi insanları oradan oraya savuruyor. Babayı çocuktan, karıyı kocadan ayırıyor.''
Reklam
154 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.