Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İzmir Metropoliti Hrisostomos
"Evlatlarım! Bugün İsa'nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız. Ben de bir bardak Türk kanı içmekle onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım. Azizler arkanızda!"
Sayfa 20 - 15 Mayıs 1919Kitabı okudu
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği Insan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı
Sayfa 834 - Sosyal YayınlarKitabı okudu
Reklam
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
“İzmir işgal edildi. İngiliz,Fransız,Amerikan,İtalyan ve Yunan zırhlıları körfeze demirlemişti.İzmir metropoliti Hrisostomos, etekleri uçarak gelmiş,diz çöküp işgal Komutanı’nın çizmesini öpmüş,hacını havaya kaldırarak o meşhur vaazını vermişti… ‘Evlatlarım,bugün İsa’nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz,bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz,o kadar sevaba girmiş olacaksınız,ben de bir bardak Türk kanı içmekle,onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım,azizler arkanızda!’ O sırada siyah takım elbiseli,ince,uzun boylu bir delikanlı fırladı ortaya… Elinde revolver tabir edilen toplu tabanca vardı.’Olamaz,böyle güle oynaya giremezler’diye haykırdı,peş peşe tetiğe bastı. efsun alayının sancaktarı atının sırtından karpuz gibi düştü.Adeta zaman durmuştu.Kahkahalar suratlarda donmuştu.Sarıverdiler çevresini,ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar,sonra neresine denk gelirse orasına…Hasan Tahsin henüz 30’undaydı…”
15 mayıs 1919
Hrisostomos burada Yunan askerlerine hitaben yaptığı konuşmada da şunları söyler: "Asker evlatlarım, Elen çocukları, bugün ecdat topraklarını yeniden fethetmekle İsa'nın en büyük mucizesini gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz cennet size o kadar yakın olur. Türk'ün kanını içmek sevaptır. Ben de bir bardak Türk kanı içmekle onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım."
1- kahve
Onsuz yapamam asla uyanamam dediğiniz sigara arkadaşı, alkolün arkadaşı,acının, sevincinin ,ve sohbetlerin arkadaşı 'kahve' geçmişini biliyor musunuz? Artık öğrenmek vakti. Başlayalım.... Çay ,kültürü değil kahve kültüründen geliyoruzz Osmanlı zamanında kahveyi yıllarca Domine etmişizdir. İlk açılan kahvehane(kafe) Osmanlıda açılıyor
Reklam
İzmir Metropoliti Hrisostomos etekleri uçuşa uçuşa koştu. Altın sırmalı cübbesini giymişti. Diz çöktü, işgal komutanının çizmesini öptü. Tuz serpti, haçını havaya kaldırdı... Askerli takdis ederek o meşhur vaazını verdi. " Evlatlarım ! Bugün İsa'nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz ,
İzmir metropoliti Hrisostomos, etekleri uçuşarak gelmiş, diz çöküp işgal komutamrun çizmesini öpmüş, haçını havaya kaldırarak o meşhur vaazını vermişti...“Evlatlarım, bugün İsa'nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz, bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız, ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım, azizler arkanızda!"O sırada, siyah takım elbiseli, ince, uzun boylu bir delikanlı fırladı ortaya... Elinde revolver tabir edilen toplu tabanca vardı. “Olamaz, böyle güle oynaya giremezler" diye haykırdı, peş peşe tetiğe bastı. Efsun alayının sancaktarı atının sırtından karpuz gibi düştü. Adeta zaman durmuştu. Kahkahalar suratlarda donmuştu. Sarıverdiler çevresini, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse orasına... Hasan Tahsin henüz 30'undaydı.
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var
... Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana Ataol Behramoğlu
Sayfa 285 - Kesit
İzmir işgalinin en trajik aktörlerinden biri, Nusret’ ti. Çanakkale Savaşı’nın kahraman gemisi Nusret...İngilizlerin emriyle, İstanbul’dan İzmir’e gönderilmişti. Yunan işgal gemilerinin başına iş açmasınlar diye, nisan ayı boyunca İzmir Körfezi’ndeki mayınları temizlemişti.İngiliz donanmasını Çanakkale Boğazı’na gömen kahramanımız Nusret,
Reklam
İzmir işgal edildi. İngiliz, Fransız, Amerikan, İtalyan ve Yunan zırhlıları körfeze demirlemişti. İzmir metropoliti Hrisostomos, etekleri uçuşarak gelmiş,diz çöküp işgal komutanın çizmesini öpmüş, haçını havaya kaldırarak o meşhur vaazını vermişti... "Evlatlarım, bugün İsa'nın en büyük mucizesini göstermiş oluyorsunuz, bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız, ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım, azizler arkanızda" O sırada, siyah takım elbiseli, ince, uzun boylu bir delikanlı fırladı ortaya... Elindeki revolver tabir edilen toplu tabanca vardı. "Olamaz, böyle güle oynaya giremezlerc" diye haykırdı, peş peşe tetiğe bastı. Efsun alayının sancaktarı atının sırtından karpuz gibi düştü. Adeta zaman durmuştu. Kahkahalar suratlarda donmuştu. Sarıverdiler çevresini, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse orasına... Hasan Tahsin henüz 30 'undaydı.
İzmir Metropoliti Hrisostimos etekleri uçuşa uçuşa koştu. Altın sırmalı cübbesini gitmişti. Diz çöktü, işgal komutanının çizmesini öptü. Tuz serpti, haçını havaya kaldırdı... Askerleri takdis ederek o meşhur vaazını verdi. "Evlatlarım! Bugün isa'nın büyük mucizenini göstermiş oluyorsunuz. Bu uğurda ne kadar Türk kanı içerseniz, o kadar sevaba girmiş olacaksınız, ben de bir bardak Türk kanı içmekle, onlara olan kin ve nefretimi teskin etmiş olacağım, azizler arkanızda!" İşte tam da o sırada, Saat Kulesi yakınlarında... Uzun boylu, siyah takım elbiseli bir delikanlı fırladı ortaya. Elinde revolver vardı. "Bu kadar kolay olamaz!" diye bağırıyordu. "Bu kadar kolay olamaz!" Bastı tetiğine... İlk kurşun'du. İşgal alanının sancakları altından düştü. Hani ölüm sessizliği derler ya, öyle olmuştu. Keyifleri suratlarında donup kaldı. Sonra baktılar ki, TEK KİŞİ... Sarıverdiler etrafını, ilk süngüyü iman tahtasına sapladılar, sonra neresine denk gelirse orasına. HASAN TAHSiN'di o. Henüz 30'undaydı.
Sayfa 20 - İzmir'in işgali, ilk Kurşun, Mustafa Kemal'in sınıf arkadaşı Selanikli Osman Nevres(Hasan Tahsin)Kitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.