Bir bekleyeni olmalı insanın, sen kendinden vazgeçsen de senden vazgeçmeyen.
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
İki çeşit içen vardır. Biri, benim gibi, kurtuluşu içkiden beklemenin utancıyla içer. Bir de şu çevrendekilere bak. Bunlar neden içiyorlar? Toplum içinde yaşamanın baskısını, yükünü hafifletmek için. Çekinmeden bağırmak, yüksek sesle gülmek için. Dışarda bağırmak, kahkaha atmak yasaktır. Sokakta hiç gülmemek için burda gülerler. Böylesi az içer. Ya ben? İçiyorum da kurtulabiliyor muyum? Belki yalnız baş ağrısından... Ya içmediğin zamanlar? O zaman ararım. - Hep arayacaksın sen. Ya resim, ya kitap... - Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. - Anlamadım. -Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "Veli ağanın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Sayfa 182 - CanKitabı okudu
Reklam
O, insanlar umutlarını kestikten sonra , yağmuru indiren, rahmetini her tarafa yayandır. O,Velidir, Hamiddir.      Zifiri karanlıklar içinde, aydınlığa hasret yılgın  gözler... Kurak bir çölde, bir damla suyu bekleyen bi çare  insanlar... Issız bir vadide tek başınalığın verdiği bir kaos ortamı... Yürek daralıyor, acziyet artıyor ve ümit, yerini
Muhammed, Tanrı, Atatürk, edebiyat, din, bilim, felsefe, sanat, homo sapiens...
Kimse Muhammed peygamberi, Tanrı'yı, Atatürk'ü ya da herhangi birini sevmek zorunda olmadığı gibi edebiyatı, bilimi, sanatı, felsefeyi, dini vs. de sevmek zorunda değil. Muhammed peygamberi çok araştırdım, okudum, düşündüm, tartışmaları dinledim, taraf oldum, taraf değiştirdim ve işin içinden çıkamadığım için rafa kaldırdım. Zihnimde bu
“Bir bekleуeni olmalı insanın, sen kendinԁen vazgeçsen de, senԁen vazgeçmeyecek.” Neşet Ertaş
İnsanın ruhunda koca bir ateş yanıyor olabilir, ama hiçbir zaman kendi kendisini ısıtamaz onunla; gelip geçenlerse yalnızca bacadan çıkan cılız dumanı görürler ve yollarına devam ederler. Şimdi bak, yapılması gereken şu: İçindeki o ateşi körüklemeli kişi, kendi kendine yeterli olmalı, büyük bir sabırsızlıkla, ama yine de sabırla birinin gelip o ateşin yanına oturacağı -belki de hep orada kalmak üzere- saati beklemeli. Tanrı’ya inanan kişi, önünde sonunda, ergeç gelecek olan o saati beklemesini bilmeli.
Reklam
683 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.