Lise-üniversite yıllarımda bir "dergicilik furyası" vardı ki sormayın gitsin... Liseli, üniversiteli öğrenciler, o çağlarda ki gençler bir araya gelerek edebiyat dergileri, fanzinler çıkarıyorlardı. Edebiyat, dergi piyasasına dönüşmüştü resmen. Matbaacılara bayağı kazandırdılar🤭
Kendini şair zanneden, romancı zanneden bir çok tip bu dergilere edebi ürünler yolluyor, yazıları çıkan herkes seviniyordu. Ömürleri çok uzun olmayan, saçma sapan adlar ve beylik laflarla piyasaya sürülen bu dergiler, belli bir amaca hizmet etmiyor, çoğu sadece "çıkmak için" çıkıyordu. Üsküdar'da bir büfe satardı genelde bunları. Şu an piyasa nasıldır bilmem. Ama ben o gün edebiyatın, özellikle de dergiciliğin ruhuna "Fatiha" okumuştum. Sonraları da geçmişten gelen, köklü edebiyat dergilerinin siyasete doğrudan yahut dolaylı olarak çok meyilli olduklarını, kadrolarının ahbap çavuş ilişkisi ile belirlediğini görünce ve birkaç neden daha, dergicilik hepten gönlümden silinmişti. Daha da ısınamadım.