(Bu yazı, kitaptan alıntılar içermektedir.)
"Bütün hayatımı kelimeler uğruna harcadım, içi boş kelimeler uğruna. Kelimelerin gerçek anlamlarını bilmeden onlarla oynadım. Oyunları da kelimelerin içinde tutukladım."(Tehlikeli Oyunlar, s.448)
“Tehlikeli Oyunlar”ı araya pek çok kitabı da sığdırarak ve uzun bir ara vererek tam 32 günde
Dedim: Artık bilgeden yana eksiğim yok;
Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.
Sayfa 29 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bilge açısından bakıldığında, azizden daha murdar bir varlık olamaz; aziz açısından bakıldığındaysa, bilgeden daha boş bir varlık olamaz. Anlayan insan ile talip olan insan arasındaki bütün fark buradadır.
''bir zamanlar, bir kralın aklına şöyle bir düşünce geldi… “eğer bir işe ne zaman başlayacağımı, kimi dinleyeceğimi ve yapmam gereken en önemli şeyin ne olduğunu bilseydim, giriştiğim her işi başarırdım.”
krallığın dört bir yanına, kim kendisine her iş için en uygun anı, bu iş için en gerekli kişinin kim olduğunu ve yapılması gereken en
Aşık Veysel’e sorarlar: “Dünyadan ne anladın?”
Aşık cevap verir: “Say ki koca bir pazar yeri dolandım. Üç metre bez aldım, gidiyorum.”
Ölümsüz bir isim, yazacak çok şeyi olan ve en iyi yazacak isimlerden biri.
Uzunca yaşamış ama ‘hayatı’ 102 sayfaya sığdırmış.
İtiraflarım dediğine bakmayın, anlattıkları, yaşadıkları, anlayana, vasiyet olacak
Dedim: Artık bilgeden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırrına ermişim az çok. Derken aklım geldi başıma, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.