Bana insanlar arasında özgürce dolaşmaktan ve dünyanın bütün zevklerini tatmaktansa, yalnız olmakla bile daha mutlu olabileceğimi gösterdiği için Tanrı'ya alçakgönüllü bir şekilde ve bütün kalbimle teşekkür ettim.
Bu bir olmama endişesi, hiçlik korkusu, yaşamama huzursuzluğu, gerçekdışının kaygısı; bir iç yırtılması, dağılması ve un ufak oluş karşısında bütün hücrelerimin biyolojik çığlığıydı.
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında.
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kâinat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri
"Beni sevdin mi... benim seni şu anda sevdiğim gibi sevdin mi, bilmiyorum. Sadece armağan eden ve hiçbir şeyi esirgemeyen o en kutsal sevgiyle, kendini tamamen feda ederek, bütün basit şeyleri sonsuza değin unutarak, sevdin mi? Ben yalnızca uğruna kurban gidilen bir sevgiye inanırım... Fakat artık her şey bitti. Ve sana olan sevgim bu yüzden biraz olsun azalmış değil..."
"Dünyada bir tek insana inanmıştım. O kadar çok inanmıştım ki, bunda aldanmış olmak, bende artık inanma kudreti bırakmamıştı. Ona kızgın değildim. Ona kızmama, darılmama, onun aleyhinde düşünmeme imkan olmadığını hissediyordum. Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi."