8/10 puan verdi
Neredeyse bütün cilt, Soul Society'de infaz kararı çıkarılan Rukia'yı kurtarmak için Ichigo ve diğerlerinin (İshida,Inoue,Sado,Yoruichi (pisicik)) plan yapıp temiz ruhlar alanına girme mücadelesiyle geçiyor. İlk başta Urahara'nın Ichigo için yaptığı hazırlık ne kadar zorlu gözükse de onu tamamen bir Shinigami yaptı. Lakin hala ruh kontrolünü sağlamakta zorlanıyor başkahramanımız. Bakalım Rukia'yı kurtarabilecekler mi... o kadar teğmenin arasında kolay olmayacağa benziyor ya bakalım.
Arthur Koestler Gün Ortasında Karanlık’ romanın da Stalin diktası altındaki 1930’lar Sovyetleri’ni anlatıyor. Ülke ve kişi adı vermeden, belirli bir dönem anmadan, burada yaşanan siyasi çalkantıyı ele alıyor
Ülkeye demokrasi ve özgürlük getirmek için yönetime gelen Komünist rejim, ülkede muhalif kesim üzerindeki baskılarını yoğunlaştırmıştır.
96 syf.
9/10 puan verdi
Gregor Samsa'nın bir sabah odasında uyanıp kendisini bir böceğe dönüşmüş olarak bulmasıyla başlar.Burda yaşanan dönüşüm aslında tamamen başka bir duruma geçme halidir.Kafka'nın burada yarattığı durum aslında kişini kendi içine çekilme ve olaylara farklı bir boyutta bakma bakma durumudur.Zaten bu pencereden bakıldığında da en yakınlarınızın bile bazen nasıl bencilleştiğini çıkarları doğrultusunda sizi nasıl yok sayabildiklerini ve hatta sizden kurtulmak istediklerini görebilirsiniz. Gregor'un mesleği ile ilgili kaygıları ,aile içindeki sorumluluklarından bunalma durumu bu dönüşümün sebebidir. Böcek ve insan arasına sıkışmış özgürlüğünü arayan Gregor. Sonunda özgürlüğünü bulur mu?Özgürlük gerçek dünyanın bildik bütün bütün bağlarından kopup uzaklaşmak-dönüşmek ile sağlanabilir mi? Aslında kitaplarını okumadan önce Kafka'nın da geçmişini incelemek lazım.Yazar da çok kötü bir çocukluk geçirmiş despot ve baskıcı bir baba tarafından yetiştirilmiş bunun kitaba yansımasında babanın Samsa'yı elma atarak yaralamasından görebiliyoruz.
Cem Yayınevi'nden çıkmış çok eski bir baskısını okudum, kitabın. İlk sayfaları muhtemelen haylaz bir kız çocuğu tarafından yırtılmış olacak çünkü ilerleyen sayfalarda da çocuk çizimleri vardı. :) Kitap 226 sayfadan oluşuyor. Sabahattin Ali'nin arkadaşları hakkında yazmış olduğu bir çok yayında bulunmayan yazılar var. Pertev Naili, Orhan Şaik, Ceyhun Atuf Kansu, Nihal Atsız, Mehpare, Nevşet Hun (Ediz Hun'un annesi) ve daha bir çok kişi... Şiirlerinin romanları kadar damak tadı bıraktığını söyleyemeyeceğim haddim olmayarak ama yine de arkadaşları için yazmış olduğu yazılar kalbimde ince sızılara sebep oldu.
tembelmi tembel bir adamın başından geçenler. kitap bence rusların kendilerine çeki düzen vermesi için yazılmış ama bence sadece ruslar için değil bugün var olan bütün miskin milletler için okunması şarttır. kitap tembellerin farkında olmadan ne kadar boş boş bir ömür geçirdiğini gözler önüne sermiş ve okuyucuya miskinliğin ne kadar kaçılması gereken bir lanet olduğunu edebiyatıyla ortaya koyarmuştur. bizler için okunması gereken bir kitaptır bence
İlk kitabın ardından hemen başlamak istiyorsunuz. İlk sayfasından itibaren yazarın iki büyük ödülü aynı anda almasının nedenini anlıyorsunuz. Ender'in hayata karşı duruşu, yaşama verdiği anlam kitabın bilim-kurgudan ziyade size hayatı sorgulatan bir felsefe kitabı gibi etki bırakmasına neden oluyor. Kim hak ediyor yaşamayı, yaşam hak edilen bir olgu mudur ya da kimin yaşayacağına karar verecek merci neresi? Bir dünya cevaplanması zor soruyla baş başa kalıyorsunuz okudukça. "İsteklerini anladığında, hiçbir insan değersiz değildir. Kimsenin yaşamı sıfır değildir. Kadınların ve erkeklerin, en kötülerinin bile kalplerini anladığınızda, günahlarının en azından küçük bir kısmını affettirecek cömert bir davranışı vardır." cümlelerini okuduktan sonra insanlara bakışınız değişiyor önce. Buna sadece insanların değil evrenimizde var olan mikroskobik varlıklardan ökaryot canlılara kadar hepsinin nasıl acımasız bir mücadelede hayatta kalmaya çalıştığını eklediğinizde yazarın akıl almaz olan bu karışıklığı nasıl basit bir şekilde avuçladığını görüyorsunuz. İlk kitabını beğenmiştim, bu kitap üstüne birkaç tuğla daha koydu. Çıtayı çok yükseltti. Yorumu diğer kitaplarını da okuduktan sonra yazdığımdan diğer kitaplarından Ölülerin Sözcüsü'nden aldığım hazzı alamadığımı söyleyebilirim. Ancak anlaşılan Ender'i anlatan her kitap okumaya değer. "Sahi, bütün evreni sevebilmeyi nasıl başardın Ender, biz daha bir tanecik dünyayı sevemezken hakkıyla?" dedirtiyor bitince.
