Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazadım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere ålätı-katia verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek bana yasak... Burası benden başka kaç insanın evidir? Bilmiyorum. Ben bir başıma onlardan uzağım, hep birlikte onlar benden uzak. Bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak. Ben de kendi kendimle konuşuyorum. Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi şarkı söylüyorum karıcığım. Hem, ne dersin, o berbat, ayarsız sesim öyle bir dokunuyor ki içime yüreğim parçalanıyor. Ve tıpkı o eski acıklı hikâyelerdeki yalnayak, karlı yollara düşmüş, yetim bir çocuk gibi bu yürek mavi gözleri ıslak kırmızı, küçücük burnunu çekerek senin bağrına sokulmak istiyor.
Sayfa 53 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar. Dışarda, bozkırın üstünde birdenbire taze toprak kokusu, kuş sesleri ve saire… Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar, dışarda bozkırın üstünde pırıltılar… Ve içerde artık böcekleriyle canlanan kerevet, suyu donmayan testi ve sabahları çimentonun üstünde güneş… Güneş, artık o her gün öğle vaktine kadar, bana yakın, benden uzak, sönerek, ışıldayarak yürür…
Reklam
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları 3 / Nâzım Hikmet
Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldanmadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben... Bahtiyarım...
Sayfa 141Kitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları 1 / Nâzım Hikmet
Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, (bizlere âlâtı-katıa verilmez), ne de başı bulutlarda bir çınar. Belki avluda bir ağaç bulunur ama gökyüzünü başımın üstünde görmek
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Senin adını kol saatimin kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var, ne de başı bulutlarda bir çınar.
Sayfa 53 - ykyKitabı okudu
BİR CEZAEVİNDE, TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI 1 Senin adını kol saatımın kayışına tırnağımla kazıdım. Malum ya, bulunduğum yerde ne sapı sedefli bir çakı var,
Reklam
Bir Cezaevinde,Tecritteki Adamın Mektupları
Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün Bu kadar benden uzak Bu kadar mavi Bu kadar geniş olduğuna şaşarak Kımıldamadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, Dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben... Bahtiyarım...
Sayfa 56 - Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
... Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldanmadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben Bahtiyarım...
Sayfa 53 - 1938Kitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Ben bir başıma onlardan uzağım, hep birlikte onlar benden uzak. Bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak. Ben de kendi kendimle konuşuyorum. Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi şarkı söylüyorum karıcığım.
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
NAZIM HİKMET / HENÜZ VAKİT VARKEN GÜLÜM Güneşi İçenlerin Türküsü - 12 Akın var güneşe akın! Güneşi zaptedeceğiz Güneşin zaptı yakın! Düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! Bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar! Salkımsöğüt - 17 Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları
Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldanmadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben... Bahtiyarım... 1938
Sayfa 121 - Sözcükler YayınlarıKitabı okudu
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları / Nâzım Hikmet
Güneş, artık o her gün öğle vaktine kadar, bana yakın, benden uzak, sönerek, ışıldayarak yürür... Ve gün ikindiye döner, gölgeler düşer duvarlara, başlar tutuşmaya demirli pencerenin camı : dışarda akşam olur, bulutsuz bir bahar akşamı... İşte içerde baharın en kötü saatı budur asıl.
Bir Cezaevinde, Tecritteki Adamın Mektupları / Nâzım Hikmet
Burası benden başka kaç insanın evidir? Bilmiyorum. Ben bir başıma onlardan uzağım, hep birlikte onlar benden uzak. Bana kendimden başkasıyla konuşmak yasak. Ben de kendi kendimle konuşuyorum.
253 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.