yaşmaya sebebimsin
Leylam Bırak gözlerini bakışlarıma Güneşim alnına vursun sevdiğim Nehirsen tek eş ol akışlarıma Leylam Aşkın benliğimi sarsın; sevdiğim Gülüşün yüzüne işlenmiş nakış Her sözün sinemde ayrı bir yakış Yaz olur seninle içimdeki kış Leylam Çiçeğin dalımı seni doğaya salan sevdiğim İçimi titretir bakışı elâ Kavurur içimi bu tatlı belâ Mecnun’un sureti o aşk-ı Leylâ Dillerin bir beni sorsun; Leylam Onsuz hiçbir güfte olamaz beste Cana can olur, o her nefeste Yoksa bütün düşler, kalır kafeste Uykuyu kavuran korsun Leylam Aşkı makber olsa gönlümün ahtı Duamdır Ya Rabbim ben olsun bahtı Kalben aradığı o pay-i tahtı Gönül sarayıma kursun Leylam
Sayfa 456 - ilk bir yaşam
değil ruh-u beşer, hattâ en basit tabakat-ı mevcudat dahi, fena için yaratılmamışlar; bir nevi bekaya mazhardırlar. Hattâ ruhsuz, ehemmiyetsiz bir çiçek dahi, vücud-u zahirîden gitse, bin vecihle bir nevi bekaya mazhardır. Çünki sureti, hadsiz hâfızalarda bâki kalır. Kanun-u teşekkülatı, yüzer tohumcuklarında beka bulup devam eder. Madem bir parçacık ruha benzeyen o çiçeğin kanun-u teşekkülü, timsal-i sureti, bir Hafîz-i Hakîm tarafından ibka ediliyor. Dağdağalı inkılablar içinde kemal-i intizam ile, zerrecikler gibi tohumlarında muhafaza ediliyor, bâki kalır. Sözler - 516
Reklam
Yine Onuncu Söz'ün Altıncı Hakikatında isbat edildiği gibi; değil ruh-u beşer, hattâ en basit tabakat-ı mevcudat dahi, fena için yaratılmamışlar; bir nevi bekaya mazhardırlar. Hattâ ruhsuz, ehemmiyetsiz bir çiçek dahi, vücud-u zahirîden gitse, bin vecihle bir nevi bekaya mazhardır. Çünki sureti, hadsiz hâfızalarda bâki kalır. Kanun-u teşekkülatı, yüzer tohumcuklarında beka bulup devam eder. Madem bir parçacık ruha benzeyen o çiçeğin kanun-u teşekkülü, timsal-i sureti, bir Hafîz-i Hakîm tarafından ibka ediliyor. Dağdağalı inkılablar içinde kemal-i intizam ile, zerrecikler gibi tohumlarında muhafaza ediliyor, bâki kalır. Elbette gayet cem'iyetli ve gayet yüksek bir mahiyete mâlik ve haricî vücud giydirilmiş ve zîşuur ve zîhayat ve nurani kanun-u emrî olan ruh-u beşer, ne derece kat'iyyetle bekaya mazhar ve ebediyetle merbut ve sermediyetle alâkadar olduğunu anlamazsan, nasıl "Zîşuur bir insanım" diyebilirsin? Sözler - 516
değil ruh-u beşer, hattâ en basit tabakat-ı mevcudat dahi, fena için yaratılmamışlar; bir nevi bekaya mazhardırlar. Hattâ ruhsuz, ehemmiyetsiz bir çiçek dahi, vücud-u zahirîden gitse, bin vecihle bir nevi bekaya mazhardır. Çünki sureti, hadsiz hâfızalarda bâki kalır. Kanun-u teşekkülatı, yüzer tohumcuklarında beka bulup devam eder. Madem bir parçacık ruha benzeyen o çiçeğin kanun-u teşekkülü, timsal-i sureti, bir Hafîz-i Hakîm tarafından ibka ediliyor. Dağdağalı inkılablar içinde kemal-i intizam ile, zerrecikler gibi tohumlarında muhafaza ediliyor, bâki kalır. Sözler - 516
BİR ÇİÇEĞİN SURETİ
Ey usta acı! Akkor kelimeler sür yaramıza sözle dağla öv ve kutsa hüznü kargışla bu obur hayata olan aşkımızı