SON GÜN !!! Kumbaramızda 72 Kitap Var. Buyrun Çekilişe
ŞUBAT AYI KİTAP ÇEKİLİŞİMİZ 11.02.2019 23.59'dan sonra yazılanlar geçersiz sayılacaktır. Kitap bağışçılarımız ve sizlerin sayesinde dopdolu bir kumbaramız oldu. Biz de çekilişle bu kitapları sizlere dağıtıyoruz. Kumbaramızdan seçtiğiniz kitap ya da kitapların isimlerini yoruma yazıp çekilişe katılabilirsiniz. Paylaşmak her zaman güzeldir ve
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 2 hours
‘56 sayfalık kadın ruhunun buhranlarına doğru bir serüven’
Avusturyalı Yahudi yazar Zweig’in sanıyorum okuduğum 4. Kitabı Bir Çöküşün Öyküsü.Freud’un öğretisine ve psikolojiye duyduğu derin ilgi onu karakter incelemelerine itmiştir. Özellikle kadın karakterlerin iç dünya tahlillerini haklı ve yerinde bulduğum Zweig’in bu kitabındada aynı hissi derinden yaşadığımı belirtmeliyim. Kitap ise 15.Louis döneminde Fransız sarayında etkili olmuş,intiharı yıllar boyunca unutulmayan aristokrat bir kadının gerçek yaşam öyküsünü, onu intihara sürükleyen ruh buhranlarını ele aldığı bir biyografisi Zweig’in. Yahudi olan ve 20.yy başlarında romanları çok okunan hatrı sayılır bir başarıya ulaşan Zweig’ın eserleri 1933 yılında Naziler tarafından yakılır.Nazilerin baskısını ve halkına yapılan zulümleri sindiremeyen yazar Brezilyaya gitmiş ve 1942 de eşi ile intihar etmiştir. Eserilerinde genellikle intihar saplantısı ile yaşayan karakterleri inceleyen yazarın,bu kitabında göze çarpan taraf ise henüz Nazi korkusunun başgöstermediği ve intiharı düşünmediği yıllarda kaleme alınmış olmasıdır. Bir kadın karakterin daha ruhunun en ince ve hassas noktalarının derin bir gerçeklikle kaleme alındığı bir Zweig eserinin daha kapağını kapamış bulunuyorum sayın okur.Bir Zweig kitabında daha, kıyısından köşesinden de olsa karaktere tutunduğum,kadın ruhunun yaralarını okurken bir dostun önümde savaş zırhlarından sıyrılıp kendini bana tüm şeffaflığıyla açtığı hissine kapıldım korkusuz ve fütursuzca... Sevgi ve Muhabbetle...
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177.3k okunma
Reklam
ŞUBAT ÇEKİLİŞİNİN KAZANANLARI AÇIKLANIYOR !!!
ŞUBAT AYI KİTAP ÇEKLİŞİNİN KAZANANLARI !!! Öncelikle bu çekilişe bağışladığı kitaplarla, emekleriyle, paylaşımlarıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ederim. Sizin sayenizde çok daha güzellerini birlikte yapacağınıza şüphem yok. Şimdi kazananları seçme vakti.. Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
Kübra.
Kübra.
Amin
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 2 hours
Bir çöküşün öyküsü ve sevgi
Bir çöküşün öyküsü, Madam de Prié' nin (eski kraliçe) saray hayatından sürülmesi sonucunda yaşadığı ruhsal bunalımı anlatır. Ben bu hikâyeden daha çok psikolojik yönelimlerini tahlil etmeye çalışacağım. İnsan ruhsal açlığını ancak ve ancak sevgiyle doyurabilir. Sevgi, insan için vazgeçilmez bir unsurdur. Bebeklik döneminde sevgiden mahrum
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177.3k okunma
56 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 10 hours
Kitabı okuyan birkaç kişinin yorumuna baktığımda, Zweig'in diğer eserlerine göre sönük kaldığını düşünen tek kişi olmadığımı anladım. Stefan Zweig'in ruhsal çözümlemeleri ve psikolojik tahlilleri kayda değerdir gerçekten. Bu eserinde ise Madame de Prie adında sarayda yüksek mertebede olan bir kadının, günün birinde gözden düşmesiyle kral tarafından sürgün edilmesini ardından bir insanın istediği yaşamdan uzak kaldığında nasıl bir bunalıma girip yanlış düşüncelere boğulduğunu Madame de Prie üzerinden anlatıyor. Gittiği yerde önce içinde oluşan boşluğundan kaynaklı yanlış kişiye ilgi duyması ardından köylü diye insanları hor görmesi, insanın ne kadar acımasız ve istediğini elde ettikten sonra her şeyi yok sayabildiğini gösteriyor. Öte yandan hırsın insan gözünü nasıl boyadığını da bir genç üzerinden anlatıyor. Aşırı egonun en sonunda bir yaşama mâl olduğunu da görmüş oluyoruz. Ancak fenâ yalnız kalan insan elbet bir gün kendisini de kaybeder. Anlatımı yönüyle çok sevemesem de anlattıkları ile harika bir eserdi. Madame de Prie bir gün aynaya baktığında ne kadar çirkinleştiğini farkediyor ve bunun kendisi olup olmadığını kavramaya çalışırken baygın düşüyor. Bu okurken kendi kendime dedim ki, aslında yaşamımız boyunca iç aynamıza kaç defa bakıyoruz. Her gün aynaya bakarız, yüzümüz iyi mi kötü mü diye ancak durup içimize bakmayız çoğumuz, kalbimiz ne hâlde bilmeyiz, çirkinleşti mi, çöktü mü, yoksa hâlâ güzel bir şekilde insanlara merhamet, sevgi gibi insani duyguları beslemeye devam edebiliyor mu? Düşünmemiz lazım.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177.3k okunma
Reklam
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Ah Madame de Prie... Bu satırlarda senin çöküşünü okurken hissettiklerine tanık olurken nasıl da kendimizle yüzleştik. Fransa’da ihtişamlı dönemlerinden birinde sarayda yüksek mertebesi olan Madame de Prie,nin Normandiya’ya sürgün edilmesiyle yaşadığı çöküşü Zweig amcamız anlatıyor bu kez. Stefan Zweig ayrıcalığı diye bir şey var benim
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177.3k okunma
68 syf.
8/10 puan verdi
Bir söz vardır, bir kızı on kişi ister , kız kendisini istemeyen onbirinci kişiyle kafayı bozar :) Bu söz bu öyküye bence "cuk" oturmuş vaziyette. Hayır yani seni kalbiyle sevmiyor amacı farklı adamın sen ne diye zorluyorsun :) mizah bir yana klasikten öte bir aşk mektupları olmuş. Ancak ölüyorum,bitiyorum tarzında olmuş, bir "Milena'ya Mektuplar" gibi nükteli değil, ergenlik yaşlarda yazılan egosantrist cümlelerden ibaret olmuş sanki. O değil ben de hep S. Zweig'i eleştiriyorum. 3 kitabını okudum, dün de "Bir Çöküşün Öyküsü" nü okumuştum. Bu eserinde ve "Bir Çöküşün Öyküsü" adlı eserinde neden intihar teması var? Ve de yazara bakıyoruz yazar gerçekten hayatına son veriyor. Eğitim Psikolojisine çalışan öğretmen ve öğretmen adayı arkadaşlarım iyi bilir; Frued'in "Savunma Mekanizmaları" vardır. Bunlardan birisi de "Yüceltmedir." Yazar intihara teşebbüsü var ancak bunu kendisine ve toplumun baskısından dolayı kendini öldürmeyi istemiyor ya da Naziler tarafından öldürülmekten korkuyor ve bunu da öykülerine yansıtıyor. Ancak kendisini de öldürmesi "İd"in savunma mekanizmalarını bile bastıramayacak durumuna getirmiş. Sözün kısası güzel bir kitap okunmalı ancak bir "Milena'ya Mektuplar" değil. Son bir şey daha; ölüyorum,bitiyorum diye gerçekten sevenler evlenince de o sevgi devam ediyor mu ?
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225.2k okunma
Leydi, sizinki ışıldayan bir güzellik, Asla cilveli ve kibirli değil, Coşkunuz huzursuzluk vermez, Ve acı çektirmez. Sizinki zekanın armağanı, Sevgi dolu, Zarif bir ruhsunuz. Çaresiz sorunlarda çok akıllı Önemsiz konularda büyüleyici ve sevecensiniz. Şimdi öleceğim, Hayır benim için yas tutmayın.
Ruth Kjar ünlü bir ressam. Ruh halini resmeden bu satırlar ressamlığından önceki yıllara denk geliyor... Yaptığı ilk resmin öyküsü de hayli ilginç. 'Evinin Duvarında, onun içindeki boş alanla açıklanamaz bir şekilde ça­kışan boş bir alan vardır.' Bu boş alan onu rahatsız etmeye başlamıştır ve bir tablo almayı planlıyordur. Bir sabah tablo almak yerine o duvara bir resim yapma fikri belirir kafasında, tıpkı elimize aldığımız boş bir kağıda gayri ihtiyari şekiller karalamak gibi... Boyaları ve fırçayı alıp duvara resim yapmaya başlar. O kadar inanılmaz bir şey çıkar ki ortaya resmi gören hiç kimse, ressam arkadaşları bile o resmi Kjar'ın yaptığına inanmaz, hatta bizimle dalga mı geçiyorsun diye öfkeyle kapıyı çekip çıkanlar bile olur :) Ruth Kjar'ın yaşadığı şey; kız çocuklarında yalnız kalma, sevgiyi ve sevgi nesnesini kaybetme korkusunun, yol açtığı kaygı durumunun, zamanla hiçbir şeyden tat alamamaya ve korkunç bir boşluk duygusuna dönüşmesidir. Ruhsal çöküşün eşiğindeyken bu boşluk hissini resim yaparak yenmiştir ve bu alanda çok iyi başarılar elde etmiştir. Resimle, müzikle, tiyatroyla, el sanatlarıyla ya da sporla ilgilenen insanların ruhsal devinimlerini en düşük düzeyde yaşadıklarını gözlemliyoruz... Bunun sebebi kaygının, yaratıcı itkiyle bambaşka bir şekle bürünebilmesi ve iyi yönde kullanılabilmesidir.
Eylül Türk

Eylül Türk

@EylulTurk
·
27 November 2023 11:46
Yaşamında sadece bir kör nokta vardı. Ona doğal gelen mut­luluğun orta yerinde, dertsiz tasasız görünürken, birdenbire en derin melankoliye dalardı. Kendi canına kastettirecek bir melankoli. Bunun nedenini açıklamaya çalışırsa, şu anlama gelebilecek bir şey söylerdi: "İçimde hiçbir zaman dolduramayacağım boş bir alan var!"
Sayfa 164Kitabı okudu
55 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.