76 syf.
6/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Umut fakirin ekmeğidir...
Hikayeye adını veren Albay, emekliye ayrılmış yaşlı bir askerdir. Bu yalnız adamın astım hastası eşinden ve oğulundan yadigar kalan horozdan başka kimsesi de yoktur.Oğulları Agustin dokuz ay önce vurularak öldürülmüş hem de sadece horoz dövüşlerinde el altından bildiri dağıttığı için.. Hikayenin geçtiği kasabada sıkı yönetim var. Kasabada yaşayan
Albaya Mektup Yazan Kimse Yok
Albaya Mektup Yazan Kimse YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 19968,4bin okunma
80 syf.
5/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ülkesi uğruna yaptığı savaşların karşılığını emekli aylığı ile bekleyen bir albayın hikâyesidir. Yazar 1982'de Nobel Edebiyat ödülüne layık görülmüştür. Hikâye albay, albayın karısı ve ölen oğlunun horozu etrafında şekillenmiştir. Her cuma günü yaşlı çift albayın emekli maaşını beklerler. Komik ve trajik bir öyküdür. Toplumun geleneklerini gösterir ve eleştirir. Albayın karısı kronik aslım hastasıdır ve öleceğini düşünmektedir. Fazlasıyla yoksul oldukları halde horozu kesmez ya da satmazlar. Ta ki karısı horozun uğursuz olduğuna ve emekli maaşının gelmeyeceğine kanaat getirene kadar. Horoz bir dövüş horozudur ve oğlunun hatırasıdır. Ona farklı değerler yüklemektedirler; "... Tahta perdedeki bir delikten içeri bir grup çocuk girdi. Horozu sessizce seyretmek için çevresini sarıp oturdular. 'Kesin şu hayvana bakmayı' dedi albay. 'Bu kadar bakarsanız eskir horozlar'..." Horozdan hareketle eleştirilen 'düzen' de söz konudur; yine çocuklar horozla çiftleştirmek için yaşlı bir tavuk getirirler. Albay şöyle bir yorum yapar; " Bu ilk kez olmuyor, o kasabalarda Albay Aureliano Buendia'ya da aynı şeyi yapıyorlardı. Onunla çiftleştirmek için küçük kızları getiriyorlardı." Ölüme ve yalnızlığa bir umutla meydan okuyan bu anne ve babanın yine horoz yüzünden didişmesi ile son buluyor öykü. Bir sonuca bağlanmıyor. Albay ve karsı hala bekliyor gibi...
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
Reklam
80 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Emekliye ayrılmış yaşlı bir asker , ülkesi için canı pahasına savaşmış fakat hizmetinin karşılıksız kaldığını anlamıştır. Her cuma günü, on beş yıldır bir türlü gelmeyen emekli maaşını bekler. Albay yaşlı karısı ve ölen oğullarından kalan horozuyla yaşar. Maaş alamadıkları için sıkıntı çeken çift, zamanla evdeki her şeyi satar. Bazı geceler horozu besleyip kendilerinin aç yattıkları olur. Özellikle kitabı okuduktan sonra kapak resmi daha da anlamlı bir hale geliyor . Kitabın sonunda ne olacağını büyük bir merakla beklerken ucu açık bir son olmuş. Öykü içerisinde geçen olay bir sonuca bağlanmamış.. Yine de okunabilir bir eser .
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Uzun yıllar vatanını korumak için çalışan albayın emekli olduğu zamanda hikâye başlar. Albay emekli maaşının bağlanacağını anı beklemektedir. Ama bu maaş emekli olduğunu günden beri baglanamamıştır. Maaşının bağlandığı haberini almak için her cuma şehrin merkezindeki postaneye gidip kendisine resmi bir mektubun gelip gelmediğini kontrol eder.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
Kitaba daha önce başlayıp bırakmıştım bilmiyorum bazen bazı şeyler için henüz zamanın gelmediğini hissediyorsunuz, bazı şeyler tam da olması gereken zamanda oluyor. Örneğin benim için bu kitabı şimdi okumam gibi. Kitapta fazlasıyla sabırla karşılaşacaksınız ve bu sizi bile zorlayacak. Ama bu anlamlı mı anlamsız bir sabır mı ona bitirince siz karar vereceksiniz. 15 yıl boyunca her cuma mektup bekleyen bir asker emeklisi umudunun tek bir an bile tükenmeyişi, yoksulluk, evlat acısı, hasta karısı, pejmürde bir hal kitabın sonuna kadar sizinle ilerleyecek. Kitabın sonunu beklemiyordum ama kitap yarım kalıyor ama albayın son sözü bence hayata karşı sonunda beklediğimiz isyanı az biraz da olsa karşılıyor. Ama yine de umutsuzluğu reddeden bir duruş. Yorgun, çaresiz ancak umutlu.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bugün Cuma, Albay'a mektup var mı?
Gabriel Garcia Marquez'in okuduğum ikinci eseridir. Marquez bu eserinde umut, sevgi, beklenti duygularını işlerken yoksulluğu ve insanların hayata tutunuş çabalarını sade bir dille anlatır. !--! Dikkat Spoiler İçerir !--! Uzun yıllar ülkesi için hizmet eden Albay, dönemin hükümeti tarafından alınan kararla emekliliğe ayrılır ve emekli maaşı
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
Reklam
Ertesi cuma yine teknelere indi. Ve her cuma olduğu gibi beklenen mektubu alamadan döndü. "Yeterince bekledik," dedi karısı o gece. "Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi."
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Marquez’den okuduğum üçüncü kitapla sizlerleyim. Kırmızı Pazartesi ve Yaprak Fırtınası’ndan sonra yazarın en uzun ve en güzel öyküsünü okumak bana keyifli bir okuma yolculuğu sundu. Umudu hiç bitmeyen bir bekleyişin, komik ama trajik öyküsünü, emekli bir albayın sabrıyla okuyoruz. Vatanı uğruna savaşarak, gençliğini ve daha birçok şeyini feda etmiş bir albayın hizmetlerini karşılıksız bırakan bu sistem sövülecek cinsten. Her cuma günü postaneye bir heyecanla giden ama dönüşü kötü olan bir kısır döngü içinde yüzen albay, bıkmıyor ve usanmıyor. Karnını doyurmak için emekli aylığına bel bağlayan albay ve karısı, horozla beraber umutsuzlukla umut arasında gidip gelen bu bekleyişi ve yaşananları bütün çıplaklığıyla bize gösteriyor. Yaprak Fırtınası’ndaki Macondo’ya burada rastlamak hoşuma gitti bu arada. Bu kitaptan önce onu okumanız daha doğru olur gibime geliyor. Yasaklanmış olgular içinde yaşamanın zorluğunu, hayata ve ölüme dair birçok notu, bizimle paylaşan yazar her türlü övgüyü hak ediyor. Anlatım şekli ve kurgusuyla çok farklı ve tartışılan kitapları herkese hitap etmeyebilir ama ben yazarın kalemine yine hayran kaldım. Eğer hiç okumadıysanız, benim okuduğum üç kitabı size tavsiye etmekten mutluluk duyacağım. Hem güldüren hem de düşündüren bu öykü, uzun süre hafızamdan silinmeyecek gibi.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
Ertesi cuma yine teknelere indi. Ve her cuma olduğu gibi beklenen mektubu alamadan döndü. "Yeterince bekledik," dedi kansı o gece. "Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi." Albay gazeteleri okumak için hamağına uzandı. "Sıramızı beklememiz gerek," dedi. "Numaramız 1823." "Biz bekleyip dururken o numara piyangoda iki kez çıktı," diye yanıtladı karısı. Albay her zamanki gibi ilk sayfadan son sayfaya, ilanlara varıncaya dek okudu. Ama bu kez dikkatini veremedi. Okurken emeldi aylığı hakkında düşündü. On dokuz yıl önce Meclis yasayı çıkardığı zaman, hakkım kanıtlaması sekiz yılını almıştı. Sonra, listelere alınabilmek için bir altı yıl daha harcamıştı. Albayın eline geçen son mektup oydu. Sokağa çıkma yasağı borusundan sonra bitirdi gazeteleri. Lambayı söndürmeye gittiğinde karısının uyanık olduğunu fark etti.
80 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Marquez'in yayımlanan ikinci eseri, bir novella/uzun öykü. 1961 yılında yayımlanan eserde 1967 yılında yayımlanacak Yüzyıllık Yalnızlık'a göndermeler de olması ilginç. Trajikomik bir eser. Yüzyıllık Yalnızlık yazarın başyapıtı olarak kabul edilse de Marquez en çok Albaya Mektup Yok adlı eserini beğeniyormuş. Kitapta yalnızlık (Marquez kitaplarında sık karşılaşılan bir tema), yoksulluk, umut ve ölüm gibi kavramlar işleniyor. Yine bir Godot'yu bekleme hikâyesi anlatılıyor. Arka planda ise Kolombiya'daki baskıcı ve sansürcü rejim eleştiriliyor. Kitap gerçekçi bir eser, henüz büyülü gerçekçilik tekniğini kullanmıyor.. Bu kitabı bana farklı bir his yarattı. Oğlunu kaybeden bir albay ve eşi yalnız başlarına ipotekli evlerinde yaşıyorlar. Gazetelerde sansürün uygulandığı, sokağa çıkma yasaklarının olduğu, filmlere getirilen sansürle sıkıyönetimde yaşayan insanlar. Aynı zamanda albay senelerini verdiği askerlikte hak ettiği emekli aylığını her cuma postadan bekliyor. Ama 'Albaya mektup yok.' Albay hem karınlarını doyurma hem hak edileni alma peşinde her zaman umuduyla yaşıyor. Büyülü gerçekçiliğin önemli isimlerinden olan Marquez'in bu uzun öyküsünde, ben gerçekliği okudum. Çaresizliği, üzüntüyü, yalnızlığı, beklentiyi ve umudu çok derinden yaşadım. Tabi ki benim için yine yeri farklı olan bir eser oldu. Kısa ve bir çırpıda okunabilir. Okuduğum diğer eserlerine kıyasla okuması, anlaşılması daha kolay bir eserdi.. Kitapla ve sevgiyle kalın..
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
Reklam
Ertesi cuma yine teknelere indi. Ve her cuma olduğu gibi beklenen mektubu alamadan döndü. "Yeterince bekledik, " dedi karısı o gece. "Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi."
80 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Mektup'u Beklerken
Bir oturuşta bitirebileceğiniz akıcılıkta incecik bir kitap ama bittikten sonra uyandırdığı hisler uzun süre sizinle kalacak eminim. Emekli maaşı bağlanmasını 15 yıldır bekleyen emekli bir albay, her cuma maaşın bağlandığını bildiren mektubu umutla bekler ama o mektup hiç gelmez. "Umut karın doyurmaz ama insanı ayakta tutar." diyor
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yine bir Marquez, yine bir sistem eleştirisi… Bir albayımız var, her cuma günü, bu sefer gelecek diye beklediği o mektubu bir türlü alamayan. Bir de ölen oğlundan arta kalan bir horoz. İçinde bulunduğu baskıcı otoriteyi ve kabullenişi adeta bize yaşatıyor Marquez. Baskıcı otoriter bir düzende, gazeteler gerçeği yansıtmayan haberler yapıyor,
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,4bin okunma
Resim