76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Albayım mektubunuz var
Hikaye albay, eşi, oğlundan kalan horoz arasında ama zengin Sabas ve doktor bey' in konuşmalarıyla da renk katılmış. Gazetelerin gerçekleri yazmadığı, sokağa çıkma yasağının olduğu her şeye bir çanı olan bir ülke. Emekli bir albay ama emeklerinin karşılığını, 15 yıldır her cuma bıkmadan usanmadan gittiği limandan devletinden gelecek bir mektup
Albaya Mektup Yazan Kimse Yok
Albaya Mektup Yazan Kimse YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 19968,5bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yine bir Marquez, yine bir sistem eleştirisi… Bir albayımız var, her cuma günü, bu sefer gelecek diye beklediği o mektubu bir türlü alamayan. Bir de ölen oğlundan arta kalan bir horoz. İçinde bulunduğu baskıcı otoriteyi ve kabullenişi adeta bize yaşatıyor Marquez. Baskıcı otoriter bir düzende, gazeteler gerçeği yansıtmayan haberler yapıyor,
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
Reklam
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Marquez’den okuduğum üçüncü kitapla sizlerleyim. Kırmızı Pazartesi ve Yaprak Fırtınası’ndan sonra yazarın en uzun ve en güzel öyküsünü okumak bana keyifli bir okuma yolculuğu sundu. Umudu hiç bitmeyen bir bekleyişin, komik ama trajik öyküsünü, emekli bir albayın sabrıyla okuyoruz. Vatanı uğruna savaşarak, gençliğini ve daha birçok şeyini feda etmiş bir albayın hizmetlerini karşılıksız bırakan bu sistem sövülecek cinsten. Her cuma günü postaneye bir heyecanla giden ama dönüşü kötü olan bir kısır döngü içinde yüzen albay, bıkmıyor ve usanmıyor. Karnını doyurmak için emekli aylığına bel bağlayan albay ve karısı, horozla beraber umutsuzlukla umut arasında gidip gelen bu bekleyişi ve yaşananları bütün çıplaklığıyla bize gösteriyor. Yaprak Fırtınası’ndaki Macondo’ya burada rastlamak hoşuma gitti bu arada. Bu kitaptan önce onu okumanız daha doğru olur gibime geliyor. Yasaklanmış olgular içinde yaşamanın zorluğunu, hayata ve ölüme dair birçok notu, bizimle paylaşan yazar her türlü övgüyü hak ediyor. Anlatım şekli ve kurgusuyla çok farklı ve tartışılan kitapları herkese hitap etmeyebilir ama ben yazarın kalemine yine hayran kaldım. Eğer hiç okumadıysanız, benim okuduğum üç kitabı size tavsiye etmekten mutluluk duyacağım. Hem güldüren hem de düşündüren bu öykü, uzun süre hafızamdan silinmeyecek gibi.
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Bugün Cuma, Albay'a mektup var mı?
Gabriel Garcia Marquez'in okuduğum ikinci eseridir. Marquez bu eserinde umut, sevgi, beklenti duygularını işlerken yoksulluğu ve insanların hayata tutunuş çabalarını sade bir dille anlatır. !--! Dikkat Spoiler İçerir !--! Uzun yıllar ülkesi için hizmet eden Albay, dönemin hükümeti tarafından alınan kararla emekliliğe ayrılır ve emekli maaşı
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Marquez'in yayımlanan ikinci eseri, bir novella/uzun öykü. 1961 yılında yayımlanan eserde 1967 yılında yayımlanacak Yüzyıllık Yalnızlık'a göndermeler de olması ilginç. Trajikomik bir eser. Yüzyıllık Yalnızlık yazarın başyapıtı olarak kabul edilse de Marquez en çok Albaya Mektup Yok adlı eserini beğeniyormuş. Kitapta yalnızlık (Marquez kitaplarında sık karşılaşılan bir tema), yoksulluk, umut ve ölüm gibi kavramlar işleniyor. Yine bir Godot'yu bekleme hikâyesi anlatılıyor. Arka planda ise Kolombiya'daki baskıcı ve sansürcü rejim eleştiriliyor. Kitap gerçekçi bir eser, henüz büyülü gerçekçilik tekniğini kullanmıyor.. Bu kitabı bana farklı bir his yarattı. Oğlunu kaybeden bir albay ve eşi yalnız başlarına ipotekli evlerinde yaşıyorlar. Gazetelerde sansürün uygulandığı, sokağa çıkma yasaklarının olduğu, filmlere getirilen sansürle sıkıyönetimde yaşayan insanlar. Aynı zamanda albay senelerini verdiği askerlikte hak ettiği emekli aylığını her cuma postadan bekliyor. Ama 'Albaya mektup yok.' Albay hem karınlarını doyurma hem hak edileni alma peşinde her zaman umuduyla yaşıyor. Büyülü gerçekçiliğin önemli isimlerinden olan Marquez'in bu uzun öyküsünde, ben gerçekliği okudum. Çaresizliği, üzüntüyü, yalnızlığı, beklentiyi ve umudu çok derinden yaşadım. Tabi ki benim için yine yeri farklı olan bir eser oldu. Kısa ve bir çırpıda okunabilir. Okuduğum diğer eserlerine kıyasla okuması, anlaşılması daha kolay bir eserdi.. Kitapla ve sevgiyle kalın..
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
Ertesi cuma yine teknelere indi. Ve her cuma olduğu gibi beklenen mektubu alamadan döndü. "Yeterince bekledik," dedi kansı o gece. "Bir mektubu on beş yıl bekleyebilmek için insanda bir öküzün sabrı olmalı, sende olduğu gibi." Albay gazeteleri okumak için hamağına uzandı. "Sıramızı beklememiz gerek," dedi. "Numaramız 1823." "Biz bekleyip dururken o numara piyangoda iki kez çıktı," diye yanıtladı karısı. Albay her zamanki gibi ilk sayfadan son sayfaya, ilanlara varıncaya dek okudu. Ama bu kez dikkatini veremedi. Okurken emeldi aylığı hakkında düşündü. On dokuz yıl önce Meclis yasayı çıkardığı zaman, hakkım kanıtlaması sekiz yılını almıştı. Sonra, listelere alınabilmek için bir altı yıl daha harcamıştı. Albayın eline geçen son mektup oydu. Sokağa çıkma yasağı borusundan sonra bitirdi gazeteleri. Lambayı söndürmeye gittiğinde karısının uyanık olduğunu fark etti.
Reklam
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.