Aylar öncesinde bu kitaba inceleme yazmak istediğimde sadece bunları yazabilmiştim. "Nereden başlayacağımı bilmiyorum, ne anlatacağımı bilmiyorum, nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum. Jack London'un Martin Eden'inden sonra ilk defa bu kadar kararlı bir kişilik gördüm. İlk defa felsefesinden hiçbir şekilde taviz vermeyen bir adam
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
“Başkasının sana yapmasını istemediği şeyi sende başkasına yapma.”
İlk defa bir kitabı okumak yerine dinledim. Kitapyurdu’nun sesli kitap dinleme özelliği sunan yeni uygulamasını keşfettim. İlgimi çeken ilk kitapta “Adalet:Felsesi Bir Giriş” oldu. Aslında hata yaptığımı biraz geç keşfettim çünkü bir felsefe kitabı okunurken bile anlaşılması zor
Nobel Edebiyat ödüllü yazar Albert Camus'un okuduklarım arasında en güzel bulduğum kitabı. Daha doğrusu kendimi bulduğum kitabı. Bir kitap olsam heralde bu kitap olurdum.
Camus bir insanın diğer insanlara olan davranışlarının altında yatan sebepleri, ince detayları, asıl düşünceleri, insanın ben olma güdüsünü, alçak gönüllülüğün içindeki bencilliği mükemmel cümlelerle anlatmış. Herkesin sevemeyeceği kitaplardan. Sadece içinde kendini bulanların seveceği cinsten.
Kitap okuyucuyla bir sohbet havasında yazıldığından bazı yerleri sıkıcı gelebilir. Ama nerdeyse her bölümünde insanın içine işleyen mükemmel cümleler var. İçinde yüzlerce cümle olan cümleler. Bence yazar olaylar ve ana karakteri zerre kadar düşünmemiş, tamamen verilmesi gereken mesajlara ve insanın içindeki herkesten gizlediği o gizli BEN'e odaklanmış ve harika bir sanat eseri çıkmış ortaya.
Spoiler
"İnsan bazen sapıtıyor, apaçık gerçeklerden kuşkuya düşüyor, hatta iyi bir yaşamın sırlarını keşfettiği zaman bile. Benim çözümüm kuşkusuz en iyisi değil. Ama insan yaşamını sevmediği zaman, onu değiştirmek gerektiğini bildiği zaman, elinde başka seçeneği yoktur, öyle değil mi? Bir başkası olmak için ne yapmalı? Olanaksız bu. Artık hiç kimse olmamak, herhangi biri uğruna kendini unutmak gerekirdi, hiç değilse bir kez. Ama nasıl? Bunaltmayın beni. Ben, bir gün bir kahvenin tersında elimi bırakmak isteyen o ihtiyar dilenci gibiyim. “Ah, bayım,” diyordu adam, ”mesele kötü insan olmak değil; ama ışığı yitiriyor insan.” Evet, ışığı, sabahları, kendini bağışlayan kişinin o kutsal masumluğunu yitirdik biz.''
DüşüşAlbert Camus · Can Yayınları · 201915.3k okunma
Evin yolunu bulamıyorum. Bütün evler ve yollar sarhoş, sallana sallana yer değiştiriyorlar sürekli. Şu yola neden bir kapı yapmamışlar kaybolanların açıp çıkabilecekleri. Refik abi de kahveyi bana bırakıp gitti ben de göndermiş olabilirim git çocuklarınla vakit geçir diye. Belki böyle bir konuşma hiç geçmedi de kafamdan uyduruyorum şu anda buna
Daha önce yazılmış incelemelerden de gördüğüm kadarıyla herkeste farklı duygular uyandırmış Kuşlar Yasına Gider. Her kitap öyledir aslında. Jane Austen; "Kitaplar, ah! Eminim ki aynı şeyi okuyup aynı şeyi hissetmiyoruz." derken de bundan bahsediyordu tabii. Kuşlar Yasına Gider de kimisi için bir baba-oğul romanı, kimisi için yolculuk