Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Sıradan sözcüğü neden bir küçümseme ya da bir hakaret ifadesidir? Neden sıradan olmayan sözcüğü, olağanüstü seçkin gibi takdir ifadelerini içinde barındırır? Neden sıradan olan her şey alçak ve bayağıdır? Sıradanlık, türün doğuştan sahip olduğu şey demektir. Onların kendilerine özgü alametifarikaları yoktur: Onlar tıpkı seri imalat mamulleri
Altısı da birbirinden bileyli, altı hantal satır var Türkiye'de. Biri iner biri kalkar tak tak. Keser böler kategoriler biçer her biri ayrı ayrı. Bir: sınıf. Malum, her ne kadar imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kütle, kitle iddiasıyla çıkmış olsak da yola, sınıf en önemli ayıklama, ayrıştırma bariyeridir ısrarla. İki: etnik köken.
Sayfa 77 - E-PubKitabı okudu
Reklam
İzleyici, çok az şey yaşayan, kendisini 'başına önemli hiçbir şey gelemeyecek olan zavallı bir sefil' olarak duyumsayan, uzun süre önce küllenmeye zorlanmış ya da daha çok dünya işlerinin merkezine kendi kişiliğinin yerine hırsını yerleştirmiş olan insandır; arzularına uygun olarak duyumjsamak, davranmak ve işleri buna göre düzenlemek - kısacası bir kahraman olmak - için özlem duyar.
'Aşk komedyeyasında veya tragedyasında iki oyuncu vardır; hemen her zaman biri ezer, biri ezilir.' 'Siz sevginizi her gün duymak istiyorusunuz: Sevmekle âşık olmak arasındaki fark bu olsa gerek. ' 'Aşk bur ruh kangreni; o kadar çabuk ilerliyor ki. Daha şimdiden ne haldeyim. Zamanı saatlerle, dakikalarla degil, güneşin doğup batmasıyla değil, sizinle ölçüyorum: 'Onu gördüm, görmedim, göreceğim, görmeyeceğim, gelecek, gelemeyecek... 'İnsan her önüne çıkanı bir hata diye atacak olursa, doğruya ne zaman rastlayacak?' 'Dostluk genç bir kadınla genç bir erkek arasında bir aşk olmadığı zaman ya da ihtiyarlar arasında bir aşk anısına dönüştüğü zaman iyi bir şeydir. Bir yanda dostluk, öbür yanda aşk olunca felaket!'
İstiklâl Marşı Şairimizi Anlatıyor Röportaj: Burhan Bozgeyik Cemiyetteki büyük insanlar buhranlı günlerde ortaya çıkarlarmış. Güllükgülistanlık dönemlerde de genç fidelere su vermekle meşgul olurlarmış.Tarihimiz aslında her dönemde "büyük"lerle doludur. Bazıları vardır ki, insanher an onlarla, hatıralarıyla, eserleriyle baş başadır. O
Çocuğun sıkıntısı, beceriksizlik olarak algılanırken genellikle bir fırsat olarak kabul edilmez. Yaşının ilerisinde bir ifade yetene­ğine sahip on bir yaşında bir oğlan, annesinin ifadesiyle “farkına vardığından daha kötü durumda” olduğu ve “kendini yanlış bir biçimde tanıtması” yüzünden hiç arkadaşı olmadığı gerekçesiyle bana getirilmişti.
Reklam
İptidaî insanlık beden sporlarile gençliğini yetiştiriyor du. Daha sonra sirklerle, arenaların vahşi kahkahaları ara sında gladyatörler ve vahşi kaplanlar alkışlandı. Hıristiyan ve İslâm terbiyesi genç nesilleri, iptidaî benlikten kurtarıp ilâhî benliğe kavuşturduktan sonra yine korkunç bir irtica, insanlığı iptidaî benliğine irca etti. Tribünlerde kol ve bacak maharetleri alkışlamaktan kollar kopuyor. Her yerde ben liklerden taşan naralar beyinleri ürpertiyor. Beden sporla rile beden zevkleri, ruh sporlariyle ruhun zaferlerine sanki son vermek istiyor. İnsanlık sarhoştur, kolay kolay kendine gelemeyecek kadar sarhoş. Onu kendine getirecek hareket, temenni edelim ki insanlığın tarihinde daima görüldüğü gibi, bir büyük belâ, büyük bir musibet olmasın.
İzleyici çok az şey yaşayan, kendisini "başına önemli hiçbir şey gelemeyecek olan zavallı bir sefil" olarak duyumsayan, uzun süre önce küllenmeye zorlanmış ya da daha çok dünya işlerinin merkezine kendi kişiliğinin yerine hırsını yerleştirmiş olan insandır; arzularına uygun olarak duyumsamak, davranmak ve işleri buna göre düzenlemek -kısacası bir kahraman olmak- için özlem duyar.
İzleyici çok az şey yaşayan, kendisini "başına önemli hiçbir şey gelemeyecek olan zavallı bir sefil" olarak duyumsayan, uzun süre önce küllenmeye zorlanmış ya da daha çok dünya işlerinin merkezine kendi kişiliğinin yerine hırsını yerleştirmiş olan insandır; arzularına uygun olarak duyumsamak, davranmak ve işleri buna göre düzenlemek -kısacası bir kahraman olmak- için özlem duyar.
Sayfa 114
İlim Öngörüyü getirir
İptidaî insalık beden sporlarile gençliğini yetiştiriyordu. Daha sonra sirklerle, arenaların vahşi kahkahaları arasında gladyatörler ve vahşi kaplanlar alkışlandı. Hristiyan ve İslâm terbiyesi genç nesilleri, iptidaî benlikten kurtarıp ilâhi benliğe kavuşturduktan sonra yine korkunç bir irtica, insalığı iptidaî benliğine irca etti. Tribünlerde kol ve back maharetleri alkışlamaktan kollar kopuyor. Her yerde benliklerden taşan naralar beyinleri ürpertiyor. Beden sporlarile beden zevkleri, ruh sporlariyle ruhun zaferlerine saki son vermek istiyor. İnsalık sarhoştur, kolay kolay kendine gelemeyecek kadar sarhoş. Onu kendine getirecek hareket, temenni edelim ki insanlığında tarihinde daima görüldüğü gibi, bir büyük belâ, büyük bir musibet olmasın.
Sayfa 68 - Dergah, Düşünen adam 1/14,7 Nisan 1961; VO.
Reklam
O halde düğünümüze gelemeyecek,” dedi Frida, “oysa bütün arkadaşlarını tanımaya hakkım olduğunu düşünüyorum.” “Onu rahatsız etmek istemiyorum,” diye cevap verdi Georg, “Beni yanlış anlama, aslında herhalde gelirdi, en azından ben öyle sanıyorum; ancak kendini mecbur edilmiş hissedip incinecektir, belki beni kıskanacak, ancak bu memnuniyetsizliğini bertaraf etmeyi hiçbir zaman başaramayıp sonunda gene tek başına geri dönecektir. Tek başına! Bu nasıl bir şeydir, anlayabilir misin?” “Peki, evliliğimizi başka bir şekilde öğrenemez mi?” “Buna engel olamam, ama onun yaşantı tarzına bakılırsa, bu pek mümkün değil.” “Böyle arkadaşların varsa Georg, o zaman belki de hiç nişanlanmamalıydın.” “Evet, bu konuda ikimiz de hatalıyız, ama bugün de olsa aynısını yapardım.” Ve nişanlısı, onun öpücükleriyle nefesi kesilmişken, Georg, “Fark etmez, beni gene de incitiyor,” dediğinde, arkadaşına her şeyi yazmasının gerçekten de zararsız ve tehlikesiz olduğunu düşünüyordu. “Ben böyleyim işte, arkadaşım da beni olduğum gibi kabul etmek zorunda,” dedi kendi kendine, “sırf bu arkadaşlığa daha uygun biri olmak için, kendimi olduğumdan farklı gösteremem.”
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.